NECATİ VE HANİFE (yorgan altı )
Hanım...
- Buyur bey...
- E anla işte...
- Neyi?
- Of be Hanife! Bir kere de anla ya!...
- Belki anlamak istemiyom...
- Öyle mi? Tamam öyle olsun ama sen istersin nasıl olsa yarın öbür gün...
- İstemem!
- Nasıl istemezsin? Yoksa başka biri mi var Hanife! Doğru söyle gebertirim seni!
- Saçmalama Necati! Nerden çıkardın bunu gece gece? Bağırma çocuklar uyanacak...
- Ne demek istemem falan?
- İstemem istemem demek...
- Yok yok, sen kadınlık vazifelerini bilmiyorsun... Öğretmemiş annen sana...
- Yuh yani Necati! Sen bizim oğlana öğrensin diye ilişkilerimizi mi anlatıyorsun?
- Ne alakası var canım? Töbe töbe...
- Annem bana neden öğretecekmiş o zaman kadınlık vazifelerini?
- Öğretmesi lazımdı...
- İyi tamam o zaman ben bildiğim kadarını bizim kıza anlatayım o zaman onun kocası sıkıntı çekmesin evlendiğinde...
- Nasıl yani? Saçmalama Hanife. Kıza anlatılır mı ilişki? Hem nasıl anlatacakmışsın? Bak babanla biz şunları yapıyoruz diye mi? Ayrıca ne anlatacaksın ki? Bir şey yaptığımız mı var?
- Bak işte Necati. Annem de bana bu nedenle anlatmadı. Anladın mı şimdi?
- Tamam be kes! Hep böyle yapıyorsun sen zaten. Hevesim kursağımda kaldı yine. Sen güzel güzel uyu. Boz benim moralimi öyle kıçını devir yat sen...
- Sen de uyu sabah kalkamayacaksın bak...
- Uyuyamam da ben artık...
- İyi sen bilirsin... Hadi iyi geceler...
...
- Hanım...
- Yat Necati!
__________________
Sakın bir kaplanın kuyruğundan tutmayın, tutarsanızda sakın ama sakın bırakmayın....
|