Bir onu öğretmedin bana
Meçhul anların, meçhul olmayan yanını arardım
Bir klarnet taksiminde, ya da nihavent bir şarkının sözlerinde
Ruhumu yokluğun esir alırken,
Bir albatros olurdum, kayalıkları deniz zanneden
Dalışa geçerdim, sonumu bilmeden
Ben düşerken, gözlerin geçerdi yanımdan
İşte ben o anda ölürdüm
Sen gülümserdin yar, kayalar ağlardı
Gürültüyü çıkaransa, içimde yıkılan dağlardı
Sen duymazdın…
Olmadığın gecelerde,
Kaç kere vurdun hayalinle
Bir sebepsiz gidişin
Sebep aramalarında bıraktığın aklı
Şimdi, saçakta güneş yiyen
Bir sarkıt gibiyim
Ha düştüm ha düşeceğim
Erimeyi de öğrettin bana
Güneşte donmayı da
Soğukta yanmayı da
Hepsi kolaydı
Kolay olmayan, seni unutmak
Seni unutmaktı!
Bir onu öğretemedin bana
__________________
|