Gidiş....
Gittiğinde sen,
ben bir akşamüstünün acemilikten kalma alışkanlığıyla
esir bir düşün
belki bir düşüşün gölgesinde
ve bir iç Anadolu iklimiyle sarsılan
sabırsızlanan
kaderine küsmemiş
bir Donkişot,
yada Hoca Nasrettin.
Ağlamaları ertesi zamana bırakmış
Ben,
Gittiğinde sen...
Şimdi bir papatyanın suda solmuş hali
Bir gülün kurumuş yaprağısın
Özenle özlem arasının içinde
Aynamın karşısındakisin, sen.
Elyazmaların kaldı bende
ve elyazmalarından kalma satırlarda
hep isminle başlayan
cisminle sonlanan
kabarık kağıtlar
ve
su değmiş epeski yapraklar.
Bir büyücü kadının lanetisindir belki
Beklerken bir müjde
Ya da
Yarım yamalak bir gülüşsündür.
Senin uzağındayım
Kuruyan bir ırmağın çatlayan toprağıyım
Bilirsin içinden böcekler çıkan bir saksının
Kurumuş çiçeğiyim.
__________________
|