08-24-2006, 05:01 PM
|
#2
|
Daimi Üye
Üyelik Tarihi: Jun 2006
Konum: ANTALYA
Yaş: 44
Mesajlar: 914
Teşekkür Etme: 197
Thanked 367 Times in 210 Posts
Üye No: 15559
İtibar Gücü: 1766
Rep Puanı : 18330
Cinsiyet :
|
Yağmuru gösterdi:
Sonra başka bir yeri işaret etti:
Sonra dünyayı gösterdi:
İnsanlara ellerini uzatmış ağaçları ve yüzlerine gülümseyen çiçekleri gösterdi:
Kuşları, kuzuları, böcekleri, balıkları tek tek gözler önüne serdi:
İnsanlığa göklerle beraber kendi simasını gösterdi:
Sonra, nereden gelip nereye gittiğini bilmeyen ve bütün sevdiklerinden ebediyen ayrılıp yokluğa karışmak üzere olan insana en büyük müjdeyi verdi:
Sonra da, dâvetine koşup gelen asırları ve kıt’aları “Ümmetim” deyip bağrına bastı. Hepsini arkasında topladı ve ciğerlerinden kopup gelen bir feryatla onlar için Âlemlerin Rabbine yalvardı:
ARTIK kâinat garip değil. Dünyada yetim ağlayışları, mazlum hıçkırışları işitilmiyor. Çünkü tenlere can, canlara canan geldi. Hepsi sahibini buldu, hepsi ruhunu buldu, hepsi de “Muhammedim” diye kucağına atılacak bir sevgili buldu.
Bu güneş onun doğuşunu gördü. Bu yıldızlar onun başı üzerinde dolaştı. Bu dünya ona beşiklik etti.
Ama o güneşin ve o yıldızların altında, o mavi dünyanın üzerinde, hepsinden daha talihli biri var.
O benim.
Çünkü ben onun ümmetiyim.
Sıkıntıya düştüğümde, bilirim ki ona pek ağır gelir. Hastalandığımda o yanı başımda, derdimde o benimledir. O benimle üzülür, benimle sevinir. Selâm gönderdiğimde selâmımı alır. Duasına âmin dediğimde o beni bilir.
Çünkü ben onun ümmetiyim.
Her peygamberin bir duası vardı; o duasını benim için sakladı. Eğer mahşerde bütün ümmeti kurtulup da tek ben sıkıntıda kalacak olsam, bilirim ki o beni elimden tutup kurtarmadıkça Cennete adım atmaz, Havuzdan bir yudum içmez.
Çünkü boğazından geçmez.
Çünkü ben onun ümmetiyim.
ONUN ÜMMETİ olana herşey dost olur. Çünkü herşey onun dostu ve müştakıdır. Onun dostlarıyla dolu bir dünya, onun ümmetine bir cennet olur.
İşte güvercinler, işte örümcekler: Hani dedeleri Hirâ Mağarasında onu beklemişlerdi. Ne zaman bir güvercine yem versem, bir Peygamber dostuna ikramda bulunmanın hazzını yaşarım. Ne zaman bir örümcek bulsam evimde, bir Peygamber yadigârını bana misafir gönderene hamd ederim. “Böyle dostluğun firakı yok, hep visaldir.” Nerede olsam, ondan ne hâtıra bulsam, bilirim ki o benimledir.
Onu gören güneşe ve yüzündeki tebessümüne merhaba! Onun parmak izini taşıyan aya ve nuruna merhaba! Sabaha ve ışığına, geceye ve âyetlerine merhaba! Gökkubbeye ve ışıl ışıl kandillerine merhaba! Onu bağrında büyüten dünyaya ve içindekilere merhaba! Meleklere merhaba, cinlere merhaba! Onun ümmetinden bir vücudun parçası olabilmek için ellerini uzatıp bana meyvelerini sunan ağaçlara merhaba! Benim için süslenen çiçeklere merhaba! Dalgalarıyla ona selâm gönderdiğim denizlere merhaba! Cıvıldaşan kuşlara ve gürleyen göklere merhaba! Onu bekleyen güvercine, örümceğe ve torunlarına merhaba! Ayağı altında konuşan dağlara ve avucunun içinde tesbih eden taşlara merhaba! Milyonlar dillerle bana Rabbimi tanıtan bütün varlıklara tek tek ve hep beraber merhaba! Hayata merhaba, ölüme merhaba, haşre merhaba! Âyetü’l Kübrâ’ya ve seyyahına merhaba!
Biz dostuz ve kardeşiz. Münkirlerin dünyasındaki yabancılıklar ve düşmanlıklar yok bizim dünyamızda. Çünkü O geldi ve bizi Allah’ın kulluğunda birleştirdi.
Onunla mesut olan asra merhaba! O asır semâsında doğan yıldızlara merhaba! O yıldızlarla yolunu bulanlara merhaba!
Ve şimdi başlarımızın üzerinde yeniden yükselen Saadet Asrının güneşine merhaba! Hoş geldin, uğurlu geldin, nurlarınla, lem’alarınla, şualarınla geldin.
Yirminci yüzyılın fetret geceleri artık bizi ürkütmüyor.
Ol taze güneş ülkeye serptikçe ışıklar,
Hep şâd olacak, şevk bulacak kalbi kırıklar.
__________________
[SIZE="4"]Tanrım, değişebilecek şeyleri değiştirebilmem için bana güç ver.
Değişemeyecek şeyleri kabullenmem için sabır ver.
Ve bu ikisini birbirinden ayırt etmek için akıl ver... :confused:
|
|
|