Tek Mesajı Görüntüle
Old 09-23-2006, 10:36 PM   #8
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3009
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

1. İnanç ve Derinleşme:
a) Eminlik Nedir?
Şu inanca bakın: “Ateş yakar.” Ateşin yaktığından ne
kadar eminsiniz? Kimse, ateşte yanan kadar emin
olamaz. Çocuk bu bilgiyi sadece telkinlerin etkisiyle
bilir. Elinizi ateşe yaklaştırırsanız biraz daha iyi
bilirsiniz. Eliniz ateşte cayır cayır yanarsa, o zaman
daha yüksek bir düzeyde bilirsiniz. Herkes ölümün
gerçekliğine inanır. Ama kimse ölüm saniyelerini
yaşayan kadar bu inanca sahip olamaz.
Konuya inancın güçlendirilmesi açısından bakalım:
“Ben ölmeye karar verdim ve şimdi oturduğum yerde
zihinsel bir emirle öleceğim” diyerek ölemezsiniz.
Ama, eminlik durumunu en üst düzeye çıkarmış
Afrikalı bir büyücü, bu kararı verir, oturduğu yerde
gerçekten de ölür. Bu, onun isterse ölebileceğine
ilişkin inancının, tabiat kanunlarına meydan
okuyabilecek kadar güçlü olduğunu gösterir.
Başaracaklarına inananların başarmasının nedeni,
sadece, inançlarının onlara verdiği cesaretle çok
çalışmaları değildir. İnanmanın tüm evreni, tüm iç ve
dış şartları insana destek olacak şekilde harekete
geçirmesidir. Mutluluğun bir büyüklüğü olduğu gibi,
inanmanın da bir büyüklüğü vardır. Mutluluklarımıza
yatırım yaptığımız kadar, inançlarımızı da besleseydik,
hayatımız çok farklı olacaktı.
Size, “inanırsanız başarırsınız” denildiğinde kast edilen
inancı, kendi zihninizde şimdiye kadar taşıdığınız
“inanç” kavramıyla karıştırmayın. Birisi dal budak
salmış bir ağaç, diğeri sadece bir çekirdektir. Evrenin
bir yaratıcısı olduğuna inanıyor musunuz? Emin
misiniz? Gerçekten emin misiniz? Eğer içimizdeki bu
çekirdek inanç, burada kast ettiğimiz ölçüde “gerçek”
inanca dönüşebilseydi, yaratıcının huzurunda olma
inancının etkisiyle kalbimizin yaşayacağı duygu
patlaması, göğüs kafesimizi çatlatırdı. “Eğer Allah’ı
hakkıyla tanısaydınız, duanızla dağlar yerinden
oynardı.(3)”
İnanç üç farklı düzeyde olabilir: Bilgi düzeyi, şahit
olma düzeyi, içselleştirme düzeyi.(4) Ateşin
yakacağını, okuyarak, dinleyerek veya uzaktan
görerek bilmek bilgi düzeyi; ateşin dokunabileceğiniz
kadar yakınında, yananların dehşetini hissetmek şahit
olma düzeyi; alevlerin içerisinde yanıp tutuşmak da
içselleştirme düzeyidir. İman, inancın en
güçlendirilmiş düzeyidir. Biz “ateşin yakacağı”
inancını doğuştan ruhsal bir kalıp olarak getirdik. Eğer
inancımızı tersine çevirerek, “ateş beni yakmaz”
inancını tam olarak içselleştirseydik, ateş bizi
yakamazdı. İddia bu kadar ciddidir. İmanın, insan
üzerindeki etkisi bu kadar büyüktür. Kendimizle ve
başarımızla ilgili olumlu inançlarımız genellikle bilgi
düzeyindedir. Bu inançları içselleştirebilirsek, neler
olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz?
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla