d) Davranışlar
Eleştirildiğinizde öfkelenmeniz; akşam salonunuza
girer girmez televizyonunuzu açmanız; acı veren bir
olayı tekrar tekrar hatırlamanız; işe gitme saatiniz
gelince kendiliğinden yatağınızdan kalkmanız; araba
kullanabilmeniz, yazabilmeniz, okuyabilmeniz. Herkes
hayatını, farklı alışkanlıkların yönetimine terk etmiştir.
Seminerlerde, vücut dili üzerinde çalışırken,
arkadaşlara, “sürekli tebessüm edin” deriz.
Sözleşiyoruz ve çalışma başlıyor. Bir dakika sonra
bazıları tebessümü bırakmış, otomatik
somurtkanlıklarına ısrarla geri dönmüş oluyorlar.
Bilincinizi kullanarak nasıl davranırsanız davranın, belli
aralıklarla bilincinizden kopacaksınız; inanç
kalıplarınızın belirlediği derin bilincinizin yönetimine
terk edileceksiniz. İşte dalgın aralıklarda
yaptığınız, derin bilincinizin size asıl
yaptırdığıdır. Davranışlarımızın çoğunun otomatik
olduğunu görüyorsunuz. Zararlı inançların ürettiği
davranışlar da zararlı olacaktır.
Bir insanın gerçek yüzü, dalgın zamanındaki yüzüdür.
Yüzü taş gibiyken sizi görünce birden tebessüm eder;
siz ayrıldığınızda eski haline döner. Gerçek mutlu
yüz, sadece dalgın zamanda tebessüm edebilen
yüzdür. Bilinçli zamanlarda, acıya ağlamakta, sevince
gülmekte serbestsiniz; bilinçsiz zamanlarda ne
yapıyorsunuz? İnançlarınız size ne yaptırıyor?
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...
Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
|