Forum Kalfası
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3004
Rep Puanı : 16800
Cinsiyet : Erkek
|
Piaget'e göre Freud'un temel keşiflerinden biri, çocuğun duygusal
alanın iyi belirlenmiş evrelerinden geçerek gelişmesi, evreler arasında
yetkin bir sürekliliğin olması olgusudur. Piaget'in Freud'a yönelttiği
temel eleştiri ise, keşfettiği duygusal olguları yorumlamasının yetersiz
kalması yönündedir. Piaget'e göre bu yetersizliğin nedeni Freud'un hala
geleneksel çağrışımcı psikoloji çerçevesinde düşünmesidir. Piaget
Freud'un keşfettiği temel duygusal olguların kendi evre anlayışıyla ve
sistemiyle kolayca bütünleştirilebileceği inancındadır.
Piaget'e göre, gelişimde bilişsel ögeler ile duygusal ögeler birbirinden
ayırt edilemez. Duygusal alan, zekanın yapılarının değil işleyişinin
tabi olduğu bir enerji kaynağı rolünü oynar. Gerçekte enerjisiz
bir yapı ve yapısız bir enerji olamayacağı için, her yeni yapıya bir
enerji düzenleme biçimi, her duygusal davranış düzeyine de belirli bir
bilişsel yapı tipi denk düşmelidir. Bu açıdan bakıldığında, Piaget'in
sistemindeki farklı evreler onlara denk düşen duygusal görünümlerle
tamamlanabilir. Piaget'e göre gerçeklikte duygusal ve bilişsel davranıştan
ayrı ayrı söz etmek olanaksızdır; her davranış "aynı zamanda
hem o, hem öbürü"dür. Bunu kavramak için yapının ve enerjinin dilini
öğrenmek gerekir. Piaget'in yaklaşımında duygusal gelişim zihinsel
gelişime bağlıdır. Fakat zeka ile duygu arasında bir doğa farkı vardır:
"Davranışın enerjisi duygusal alanı ortaya çıkarır; davranışın yapıları
ise bilişsel işlevleri ortaya çıkarır." Duygusal alan zekanın işleyişine
müdahale eder, ama yapılar yaratamaz. Piaget'e göre, "Duygusal işlev,
ona araçlarını sağlayan ve onun hedeflerini aydınlatan zeka olmadan
hiçbir şey değildir."
Bilişsel gelişim ile toplumsal gelişim arasında da ilişki kurulabilir;
bu ilişkiyi belirten en genel kavram "toplumsal biliş" (social cognition)
kavramıdır. Toplumsal bilişin gelişimi, insani, toplumsal dünyaya
ilişkin bilişlerin gelişimidir. Bu gelişim, ben'in ben-olmayan'dan,
kişinin kişi-olmayan'dan ve bir kişinin başka bir kişiden gitgide ayrılması,
farklılaşması süreci olarak tanımlanabilir.
Piaget'e göre çocuğu çevre ile ilişkiye sokan etkinlik özümleme
ve uyma süreçlerini içerir, zeka da bu özne-nesne ilişkisiyle tanımlanır.
Özne ile nesne arasındaki ilk ilişki ikili olmayan (adüalistik) bir
farklılaşmamışlık ilişkisidir; bu ilişkide ben ile ben-olmayan arasında
hiçbir ayırım yoktur. Sonra iki yönlü bir hareketle, yani deneyimin
değerlendirilmesini sağlayan dışsallaştırma hareketiyle ve zihinsel işleyişin
bilincini kazandıran içselleştirme hareketiyle, kendi özerklikleri
ve etkileşimleri içinde öznenin kurulması ve dünyanın kurulması gerçekleşir.
Piaget'e göre, "zeka ne benin bilinciyle başlar, ne de nesnelerin
bilinciyle; zeka bunların etkileşiminin bilinciyle başlar ve bu etkileşimin
iki kutbunun aynı anda birbirine yönelmesiyle, zeka kendi
kendini örgütlerken dünyayı da örgütler." Başlangıçta her şey özne ve
onun eylemi üzerinde odaklaşmıştır; sonra derece derece merkezden
ayrılma (decentration) gerçekleşir, böylece özne diğer nesneler arasında
bir nesne olur. Piaget'e göre bu gelişimi belirleyen ilke şudur:
Bütünsel bir benmerkezlilikten nesnelliğe geçiş (Tran-Thong, 1978).
Flavell'e göre, toplumsal biliş, insani nesnelerin ve onların yaptıklarının
bilişi anlamına gelmektedir. Bu bilişin içinde ben'e, diğer insanlara,
toplumsal ilişkilere, örgütlere ve kurumlara, genel olarak insani,
toplumsal dünyamıza ilişkin algı, düşünme ve bilgi vardır. Toplumsal
biliş insanları ve insanın yaptıklarını konu edinir. Örneğin makinalar,
matematik, ahlaksal yargılar insani bilişin konuları ve ürünleridir;
ama yalnızca sonuncusu insani toplumsal bilişin konusu sayılabilir.
Toplumsal biliş kesinlikle toplumsal dünyayı ele alır, fiziksel ve
mantıksal-matematiksel olanı değil. Böylece toplumsal biliş alanındaki
özel gelişim eğilimleri şu alanlarda ortaya çıkmaktadır: Algılar,
duygular, düşünceler, niyetler, ben, kişilik, ahlak.
Bilindiği gibi, Piaget'in kuramı öncelikle çocukların bilişsel
gelişimiyle ve onların fiziksel dünyanın işleyişini anlayışlarıyla ilgilidir.
Kuramın temel sayıltısı, insanları ve toplumsal ilişkileri anlamada
etkili olan bilişsel etkenlerin fiziksel dünyayı anlamada rolü olan
etkenlerle aynı olduğudur. Piaget toplumsal dünyanın çocuğu fiziksel
dünyayla aynı biçimde etkilediğini kabul etmektedir. Bu temel kabulleri
nedeniyle Piaget'in modeli -toplumsal deneyimi gelişimin kaynağı
olarak kabul etse bile- toplumsal alanla çok az ilgilenmektedir. Günümüzün
bilişsel kuramcıları ise Piaget'in toplumsal deneyimle ilgili
görüşünü pek paylaşmamaktadırlar. Onlara göre toplumsal deneyimin
çocuk üzerindeki etkisi Piaget'in sandığından hem daha farklı, hem de
daha önemlidir. Toplumsal biliş kavramının ortaya çıkması da işte bunun
sonucu olmuştur (Vasta ve ark., 1992).
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...
Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
|