Bu sorunun cevabını Jürgen Habermas vermiştir sanırım > "medyanın toplumu dilsizleştirmesi" adını verdiği olay işte burada söz konusudur. Bazı şeyler olup-bitiyor Gerçekleşiyor(!) Ama biz onları nesnel olarak göremiyoruz > medyanın bize sunduu kadarını ve yine medyanın bize anlattığı şekilde öğreniyoruz. Kısacası medya bizim düşünmemize dahi karışıyor > bizi dilsizleştiriyor. Artık medyanın dilsizleştirdiği bir toplum oluyoruz.
Buna biçim olarak benzeyen diğer önemli bir olay ise Başbakan R.T.E'nin"Kıbrıs" görüşmeleri için diplomasi masasında toprak verme pazarlığını yaptığının üzeri çok doğal bir durummuş gibi yansıtılıp, arka plana itilip > Topluma Kıbrıs sorununu çözen adam olarak lanse edilmiş olmasıdır. Kanla kazanılan toprağı masada vermeye razı olan bir şahsiyet>bizi dilsizleştiren > olayları kendi diliyle anlatan medya tarafından kahraman olarak ilan edilmiştir...
İki olay arasındaki ortak nokta: anlayacağınınz üzere medyanın her oalyı istediği gibi aksettirip > gözümüzle gördüklerimizi dahi > bizi dilsizleştirerek > yorum yapmamızı engelleyerek > kendi diliyle, kendi istediği şekilde anlatmasıdır...
__________________
Tek bildiğim: Hiçbir şey bilmediğimdir.
***
|