Tek Mesajı Görüntüle
Old 12-07-2006, 02:46 AM   #2
GeCeLeR
Guest
 
Mesajlar: n/a
Üye No:
Cinsiyet :
Varsayılan

1931 - 1950 Dönemi

1931

Muhsin Ertugrul`un Istanbul Sokaklarinda adli filmi, Türk sinemasinin ilk ortak yapimidir (Türk-Misir-Yunan). Semiha Berksoy, Talat Artemel, I. Galip Arcan gibi Türk oyuncularin yani sira Misirli Azize Emir, Yunanli Gavrilides`in basrollerini paylastigi filmin seslendirme (dublaj) islemi Paris`teki Espinay stüdyolarinda yapilir. Bu nedenle Istanbul Sokaklarinda ilk film sayilir. Yani sessiz çekilip sonradan dublaj sistemiyle seslendirilmistir.

1932

Dâr-ül-bedayi (tiyatrocular) oyuncularindan (Atif Kaptan, Ferdi Tayfur, Mahmut Morali, Hadi Ün, Hazim Körmükçü, Sait Köknar, Ercüment Behzat Lav) egemen oldugu dönemde ve bu oyuncularla çekilen Bir Millet Uyaniyor Muhsin Ertugrul`un en önemli filmi kabul edildigi gibi, Türk sinema tarihimizin de ilk yüz aki filmlerimizden biridir. Ve ilk kez bir oyuncu halk içinde ünlenip öne çikar. Bu oyuncu Yahya Kaptan rolüyle Atif Kaptan`dir. Ertugrul, Kaçakçilar`la çalismalarini sürdürürken, Ipek Film Sirketi de Nisantasi`nda ilk sesli stüdyoyu kurup islemlere baslar. Bu yil, ilk sekliyle hazirlanan Sinema Filmlerinin Kontrolü Hakkinda Talimatname`de yürürlüktedir.

1933

4 uzun, 3 kisa öykülü film çekildi. Güldürüler, vodviller ve operet türü filmlerin yilidir. Muhsin Ertugrul, Karim Beni Aldatirsa ve Fena Yol adli filmlerini gerçeklestirir. Fena Yol, Türk sinemasinin ikinci ortak yapimidir (Türk-Yunan). Bu ara Ertugrul; Mümtaz Osman takma (müstear) adiyla senaryo çalismalari yapan Nâzim Hikmet`le (Ran) birlikte Cici Berber`i yönetir. Nâzim Hikmet`in kisa öykülü film çalismasi Dügün Gecesi/ Kanli Nigâr`dan sonra Dâr-ül-bedayi oyuncularindan Hazim Körmükçü`de Yeni Karagöz`le yönetmenligi dener.

1934

Ha-Ka Film sirketi (Halil Kamil) kurulur. Ertugrul, Milyon Avcilari ve Leblebici Horhor Aga; Nâzim Hikmet ise Istanbul Senfonisi ile (kisa film) çalismalarini sürdürür. Ertugrul`un ikinci kez perdeye uyarladigi Leblebici Horhor Aga`nin önemi Venedik 2. Uluslararasi Film Senligi`ne katilip onur diplomasi almasidir. Ve bu Türk sinemasi tarihinde yurt disindan gelen ilk ödül sayilir.

1935

Muhsin Ertugrul Aysel Batakli Damin Kizi`yla Türk sinemasina ilk köy filmini kazandirir. Sovyet sinemasinin etkilerini tasiyan filmin bir özelligi de oyuncu Cahide Sonku`yla ortaya çikar. 1933 yilinda Dâr-ül-bedayi oyuncusu olarak sinemada isbasi yapan Sonku, Aysel rolüyle kendinden sonra gelen kusaga yildizlik yolunu açar. Çünkü Cahide Sonku Türk sinemasinin ilk kadin yildizidir.

1939

1916`lardan baslayip 1939 yilina kadar uzanan, Muhsin Ertugrul ve tiyatro oyuncularinin damgasini vurdugu bu dönemde Tas Parçasi`yla bagimsiz bir yönetmen araya girer. Tiyatrocularin disindan gelen bu yönetmen Faruk Kenç`tir. Almanya`da Fotografçilik ve Film Okulu`nu bitirip 1938 yilinda yurda dönen Kenç, zorunlu olarak Muhsin Ertugrul`un takimindaki tiyatro oyunculariyla bir süre çalisacaktir. Çünkü o günün kosullari içinde Sehir Tiyatrosu oyunculari, hocalari Ertugrul`un izinde olup, Türk sinemasini ellerinde tutmaktadirlar.

1940

Faruk Kenç`in sinemaya girmesiyle çekilen film sayisi 5`e yükselir. Ertugrul`un Sehvet Kurbani ve özelliklede Faruk Kenç`in Yilmaz Ali adli ilk polisiye film denemesinde oynayan Suavi Tedü`yle ilk jön tipi (Jeune premier) ortaya çikar.

1942

Bir yil önce Ertugrul Muhsin Kahveci Güzeli`yle 1941`i kapatirken, Çekoslavakya asilli ve çesitli tiyatrolarda takdimcilik yapan Adolf Körner`in sinemaciliga atilmasiyla bu sayi dörde çikar. Yapimci Halil Kamil`in israrlariyla ise baslayan Körner pes pese üç film çekti: Duvaksiz Gelin, Sürtük ve Kerem ile Asli. Ve Körner`in bir tiyatro oyunu (Pigmalyon) uyarlamasi olan Sürtük daha sonraki yillarda defalarca çekilerek, koyu melodramatik yapisi nedeniyle Türk sinemasini etkileyecektir.

1943

Burhan Felek`in senaryosunu yazip Muhsin Ertugrul`un Ipek Film adina 1940 yilinda çekimine basladigi Nasrettin Hoca Dügünde adli filmi yarim kalir. Bu kez de oyuncu ve seslendirme sanatçisi Ferdi Tayfur devreye girip filmi tamamlayacaktir. Bu yil kurulan yeni yapimevi Ses Film (Necip Erses) çalismalara baslar. Yapimevinin ilk filmi de Faruk Kenç`in yönettigi bir köy melodrami olan Dertli Pinar`dir.

1944

Baha Gelenbevi; Faruk Kenç`ten sonra tiyatro disindan gelen ikinci sinemacidir. Uzun süre Paris`te kalip 1939 yilinda yurda döner. Faruk Kenç`in Dertli Pinar filminde (1943) görüntü yönetmeni olarak çalisan Gelenbevi bu kez yönetmenlik denemesini gerçeklestirdi; Deniz Kizi.

1945

Kendi adina Istanbul Film`i (1944) kuran Faruk Kenç yapimevinin ilk filmi olarak Hasret`i yönetti. Bir köy filmi olan Hasret`te Münir Nurettin`le basrolü paylasan Oya Sensev, tiyatro disindan gelen yeni bir oyuncuydu. Türk sinemasinda Sehir Tiyatrosu oyuncularinin disinda yeni oyuncu denemeleri Faruk Kenç`in girisimleriyle basliyordu.

Almanya`da fotografçilik ögrenimi yapan Sadan Kamil (Onüç Kahraman) ve Sehir Tiyatrosu oyuncularindan Talat Artemel`le (Hürriyet Apartmani), Refik Kemal Arduman (Köroglu), ilk filmlerini bu yil çektiler.

Bundan sonra üç yeni film sirketi çalismalarina basladi. Halk Film (Fuat Rutkay), Atlas Film (Nazif Duru, Murat Köseoglu) ve And Film (Turgut Demirag). Rutkay, Samatya ve Bakirköy`deki sinemalarin sahibi; Duru, sinema isletmecisi Turgut Demirag`da Amerika`da sinemacilik tahsili yapmisti.

1946

Tiyatro disindan gelen oyunculara Günahsizlar`la (Faruk Kenç), Sadri Alisik da katildi. Film sirketleri sayisinda ise belli bir artis görüldü. Erman Film (Hürrem Erman), Duru Film (Naci Duru) bu yapimevlerinin baslicalarini olusturdular.Yilin en önemli sinema olayi ise Yerli Film Yapanlar Cemiyeti`nin kurulmasi oldu. Çünkü YFYC, yapimcilari bir araya getiren bagimsiz bir sinemacilar kurulusudur. Kurulusun Idare Heyeti`nde ise Faruk Kenç (Istanbul Film), Ihsan Ipekçi (Ipek Film), Turgut Demirag (And Film), Fuat Rutkay (Halk Film), Necip Erses (Ses Film), Murat Köseoglu (Atlas Film), Refik Kemal Arduman (Ankara Film), Iskender Necef (Birlik Film), Hikmet Aydin (Sark Film) ve Yorgo Saris (Elektra Film) görev aldi.

1947

Film sayisi 12`ye tirmandi. Misir sinemasinin kurulusunda büyük katkilari olan oyuncu Vedat Örfi Bengül (Bagda Gül), Burhanettin Tepsi ve Sadi Tek gibi tiyatro topluluklarinda sahneye çikan Seyfi Havaeri (Yara, Kilibiklar), Sehir Tiyatrosu oyuncularindan Ferdi Tayfur (Senede Bir Gün, Kerim`in Çilesi), Kâni Kipçak (Yuvami Yikamazsin) bu yil yönetmenlige sivanip ilk filmlerini çektiler. Ve hocalari Muhsin Ertugrul`un etkileriyle filmlerinde, tiyatrolastirilmis, agdali, agir makyajli bir sinema uygulayimi egemen oldu. Ayrica, Misir kaynakli Arap filmleri`nin II. Dünya Savasi yillarina rastlayan dönemde yurda ithal edilmesi, ikinci büyük etkiyi olusturuyordu.

Bu yil sinemaya giren yönetmenlerden yalnizca Turgut Demirag, dikkati çekti. Çünkü Demirag, tiyatro disi bir sinemaciydi. Hollywood`da iki yil süreyle mesleki incelemelerde bulunmustu. Bir Resat Nuri Güntekin uyarlamasi olan Bir Dag Masali, o dönemin kosullari içinde yapilmis ilk üstün yapim denemesiydi.

1948

18 film çekildi. 5`inin yönetmenligini Vedat Örfi Bengü yapti. 7 film ise Halk Film (Fuat Rutkay) yapimiydi. Ve Fuat Rutkay, daha sonraki yillarda en çok film yapan prodüktör olarak çalismalarini sürdürecekti.

Yeni kurulan Ömay Film (Ömer Aykut), Isik Film (Agop Findikyan), Milli Film (Sabahattin Tulgar), yapimevleri çalismalarina basladilar. Muhsin Ertugrul`un takimindaki oyunculardan Sami Ayanoglu (Harmankaya) ve Kadri Ögelman (Kahraman Mehmet) yönetmen olarak devreye girdiler. Sakir Sirmali (Domaniç Yolcusu) ve Çetin Karamanbey (Silik Çehreler) de tiyatro disindan gelen yönetmenlerdi.

Film sayisinin her yil giderek artip yeni yapimevleri`nin devreye girmesinin baslica nedenlerinden biri, yerli yapimlara Belediye Gelirleri Kanunu geregince bir ayricalik taninmasi oldu. Çünkü yerli yapimlarin rüsumu % 25`e düsürülmüstü. Türk sinemasi ilk kez, gayrisafi hasilat açisindan korunmaya aliniyordu.

Yurt içinde Türk sinemasinin ilk resmi yarismasi da ayni yil Yerli Film Yapanlar Cemiyeti tarafindan düzenlendi. Ve "Milli filmciligin inkisafina, çalismalari tesvik etmek gayesiyle muhtelif ve müteaddit müsabakalar tertibine" karar veren Cemiyet, yerli film müsabakasinin sonuçlarini söyle saptadi:

- En güzel film: Unutulan Sir (Sakir Sirmali)

- En güzel 2. film: Bir Dag Masali (Turgut Demirag)

- En çok muvaffak olan rejisör: Turgut Demirag, (Bir Dag Masali)

- En çok muvaffak olan operatör: Kriton Ilyadis

- En çok muvaffak olan ses yönetmeni: Yorgo Ilyadis

- En çok muvaffak olan kadin artist: Nevin Aypar

- En çok muvaffak olan erkek artist: Kadri Erogan (Bir Dag Masali)

- En çok muvaffak olan kadin karakter artisti: Cahide Sonku

- En çok muvaffak olan erkek karakter artisti: Talat Artemel

- En iyi senaryo: Turgut Demirag (Bir Dag Masali)

- En iyi hikâye: Resat Nuri Güntekin (Bir Dag Masali)

- En iyi laboratuvar: Ses Film (Necip Erses)

- En iyi montaj: Özen Sermet

- En iyi orijinal sarki: Unutulan Sir`da

- En iyi dekor: Kadri Erogan (Yuvami Yikamazsiniz)

Makyaj ve fon müzigi dallarinda ise ödüle layik bir çalisma oybirligiyle görülmedi.

1949

Film sayisi 19`a ulasti. Artik, Türk sinemasi yeni bir dönemin baslangicinda. Günün degisen ekonomik ve toplumsal kosullari içinde bagimsiz, özgün ve de sahici sinemacilar birer ikiser bu dönemde yerlerini alacaklardir. Iste sinemamizin ilk gerçek piriltilarindan biridir Lütfi Ö. Akad Türk sinemasinin gelisim tarihi içinde çok önemli yeri ve gerçekçi bir kurtulus savasi filmi olan Vurun Kapheye ile Akad, yeni sinema anlayisinin ilk belirtilerini ortaya koyar.

Ayni degisim ve dinamizm yeni denenen oyuncular için de geçerlidir. Örnegin Sezer Sezin (Vurun Kahpeye), Muzaffer Tema (Çiglik), Gülistan Güzey, Hümasah Hiçan, Orhon M. Ariburnu, Reha Yurdakul bu yeni oyuncu kusagi`nin bazilaridir. Özellikle de Sezer Sezin ve Muzaffer Tema, daha sonraki yillarda seyirci üzerindeki etkinlikleriyle öne çikacaklardir. Ayrica Tema, Suavi Tedü`den teslim aldigi jeune prömier tipini popülarize ederek daha ilerilere götürebilmeyi basaracaktir.

1950

Bu yil çekilen 22 film içinde sayi olarak agirlik gene eski kusaktan Vedat Örfi Bengü`dedir.Çünkü, Misir sinemasinin Türkiye`deki mirasçisi Bengü, 7 film birden yönetmistir. Ama Bengü de tiyatro agirlikli yönetmenler gibi Türk sinemasinda son dönemini yasamaktadir. Muhsin Ertugrul`un 1922`lerden 1947`ye geldikten sonra zorunlu olarak ara verdigi ilkel düzeydeki sinema çalismalarini iz süren mirasçilardan Kadri Ögelman, Cahit Irgat, Avni Dilligil, Mümtaz Ener; daha sonraki yillarda ise Sami Ayanoglu (1951), Kâni Kipçak (1951), Talat Artemel (1952), Suavi Tedü (1953) sürdürmeye çalisacaklardir.

Faruk Kenç, Çetin Karamanbey gibi önceki yillardan gelenlerle birlikte, yeni sinemacilardan Orhon M. Ariburnu, Semih Evin, Mehmet Muhtar, Hüseyin Peyda tiyatrocu egemenligini bir ölçüde yavaslatacaklardir. Neriman Köksal ile Mesiha Yelda bu sinemaci kusaginin oyunculari olarak dikkati çekerler.
  Alıntı ile Cevapla