Tek Mesajı Görüntüle
Old 12-11-2006, 07:37 PM   #1
aLeMDaR
Guest
 
Mesajlar: n/a
Üye No:
Cinsiyet :
Varsayılan Her Ask Mutlaka Kanamalidir Bir Yerinden



Ne zaman dusunsen aynı, ne zaman usursem yagmur yagar.
Yolum degilse bile sevgili,benim sonum belli
Sevginin ince tuluyle sarmadıkca ben seni (sen beni)
Yine kana duserim hic yoktan yine davalar acilir alehimde...
telefon acıp sesini duymak, doyasıya sohbet etmek istedim. Ama kitaplara, yazılara, mektuplara ve siirlere sıgmayan bunca sey telefonlara nasıl sıgar? Bence sıgmamalı da. Yasamı kirleten ve mekaniklestiren onca kusatmanın arasında cayını demleyip, sigarasını yakıp bir gece yarısı bir arkadasa, bir dosta, sevgiliye yazacagı seyleri kalmalı insanın; anlatabilecegi, paylasabileceği seyleri...

hem geçen bunca yılda yasanan bunca olumsuzlukların ardından sigaraya baslanır mı deme? Baslanır...

Yıllarca yasanılan bir kentin bir kasabanın, bir koyun ruzgarını tasırsan koynunda bırak nasıl gidebilirsin ki oraya? Seslerini soluklarını, duslerini, guluslerini, alıp gidiliyor iste... gidiliyor. Yana yakıla gozleri arkada gidiliyor. Goz yasları mı?... İce mi dısa mı akıtıldığı onemli olmuyor artık. Gidiliyor iste. Gidilmeli mi gidilmemeli mi? orasını tartısmıyorum. Sonuçta yasanılanı soyluyorum. Sonucta yuregimin mozaik tasları goçuyor yurdundan. Sesimde catallasan bir kırık oyku kalıyor geride...

Bu mektubu boyle dusunmemistim. Boyle baslamayı hic. Nicedir burkularak yasadığı bir huznu donup dolasıp yeniden yasarsa insan ne yapar bilmem ki?...

Daha once gonderdigim mektuplara iliskin birkac not dusurmeyi dusunuyordum yalnızca. Acıklayıcı olması acısından. Neden paylasılması gerektigini ve neden acıklamayı gerektirdigini yazmak zor. Kolay belki de. Ama benim için degil. Yazarken muthis zorlandım. Yureğim incindi safak Tanrıcam...

Beni hic mi hic hatırlama derim. Hic tanımadıgın herhangi biri gibi. Ya da ilk kez tanısıp unuttugun biri gibi. Yoksa bu girdaplarda yitip gideriz. Yoksa sarkılar erken biter amansız rüzgarların ugultusunda. Yoksa ansızın sakağımıza dayanan bir namlu soguklugunda ayrılmalar tıklatır kapımızı. Yoksa her kent insanın kendi cehennemi olur. Kanatır dusleri. Kaçıp kurtulmak olur tek çıkar yol. Umut tacirleri kol gezer yoksa...

İste o yuzden insanın kendine bir kenti kalmalı bence. Kanamasız bir askı ve bir ruzgarı kalmalı. Yuruyup giderken kırık taslı kaldırımları ve tozlu caddeleri...

O yuzden lutfen savurma savrulma safak Tanrıcam

yuzunu yuzumun cizgilerine gomerek


Her ask mutlaka kanamalıdır bir yerinden. Bu bilinmeyen bir sey degil. Her ask savruk ve delismen. Her ask kendine bir utopya cizer mutlaka; urkekce de olsa. Peki durup dururken bu yangınlarda kararmak, kul olmak niye!

sonra bu uzak adreslerde kana kana ozlemeyi habire

Nice guzel yazılar, siirler, nice guzel oykuler, romanlar, fotograflar, resimler vardır paylasılması gereken. insanı sarsan, etkileyen, yuregimizi burkan nice yazılar vardır. Paylasılması gereken. Aynı duygu ve duşunceleri paylasmak dilegiyle...
  Alıntı ile Cevapla