DÜnya'yi Durdurun GÜneŞİ ÖpeceĞİm...
BABAMDAN SEÇMELER
DURDURUN DÜNYA'YI GÜNEŞİ ÖPECEĞİM
Sabah güneşine yüklüyorum duygularımı
Boğazın sularında yıkıyorum
Kuşluk vakti
Yavaş yavaş siniyorum soğuk şehirlerine
Cam selama duruyor
Çaresiz
Pencerende.
Sızıyorum
Evinin bütün odalarına
Ruhun ruhumu çağırıyor yanına
Bir İstanbul kokusu odanı sarıyor
Beni okşayan güneş, şimdi de seni öpüyor
Yüzünde goncalar açarken aheste aheste
Bir özlem
Bağdaş kuruyor gönül köşene
Sıcacık sesin çınlatırken yasa duran odamı
Şiire dönüşmüş buluyorum sevdalarımı
Gün boyu misafir
Güneşteki parçam
Beni hayata bağlıyor
Seninle hayaller kurmam
Kokumu kokunla aşıla
Gönder geceyle bana
Buz kesen gönül evimi
Döndür gülizara.
Samimiyse güneşi okşamaların
Duygularıma değmiş olmalı parmakların
Öpmüşsün gözlerinle
Dudak izlerin düşmüş
Öyle öpmüşsün ki güneş yüzüne gülmüş
Busenle göz gözeyim İstanbul semalarında
Uzanıp öpeceğim güneşi, durdurun dünyayı.
Deniz Kurşuni Ben Şair
Ben
İstanbul’un
İstanbul boğaz'ın sırtında.
Bir kızıllık çekip alıyor gözbebeklerimi.
Akşam
Gündüz ile öpüşüyor
Güneş
Denize düşen yarım karpuz
Denizde kor, suda güneş
Su da
Buz mu buz
Ruhum
Dörtnala koşan doru kısrak
Ayaz
Boğaz’ın boğazını sıkıyor kıskıvrak.
Güneşin utangaç yüzünde
İhanetin tasması
Boşuna mı sanırsınız
Boğaz’da yıkanması
Vakit akşam
Deniz bulanık
Ben; asabî…
Vesveseler
İçimde tespih, tespih dizili
Gaipten biri seslendi
“Güneş O’nu elledi”…
Kan beynime sıçradı
ben yine delillendim
Ufuklara baktıkça geldi
“Heyheylerim”
Güneş inat
İçim fesat
Ben kıskanç…
Seni öptüğü için kin duyarım güneşe
Bir de dalga geçiyor, yüzünde gülümseme
Sinkaflı sözler edip yüzüne tükürdüm
Araya bulut girmese
Güneşi öldürürdüm…
Akşam çöktü
Deniz Kurşunî
Ben Şair
EDEBİSTANBUL
Çınaraltında
Ölümcül sessizlik
Hüzün almış yerini kekik kokulu çayın..
Meydan sudan çıkan balık
Taş duvarların dilinde içli nağme
Geçmişin kirinde yıkar yüzünü zaman.
Tespihçilere hasretinden
Bir kıvılcımla tutuşur kaldırımlar
Elleri koynunda Mercan dedenin.
Sahaflarda saf tutmuş fikir
Devir!
Bilgenin cahile muhtaç olduğu devir.
Neyle terapide kubbealtı
Yahya Kemal’in sesi çınlar
Şiir kokan mistik avluda.
Okşar özlemle İstanbul’u
“Boğazdan bir gemi geçer”
Mezarında elleri yanar Nazım’ın,
Dinler el yordamıyla
Yetmiş yedi tepeyi
'Bir Garip Orhan Veli'.
FAAİL MEÇHUL!!!
Ene savunmada;
vurup kelepçeyi
bağladım gözlerini
tatlı tatlı konuşup
sızdım çaktırmadan
çapraz sorguda...
Açlık grevinde
söverken buldum
bana gözlerimi
yutkundu,sustu,
direndi,İnadına...
Peş peşe indi kırbaç
dağlanmış zincir izi bileklerim.
en nihayet Filistin askısında
bendi yıkıldı itirafımın.
Kana buladım Felluce’ yi
Telaferi dövdüm füzeyle
emir verdim halep’çe de soykırıma
Filistin direnişinde paleti bendim
Amerikalı kızı ezen tankın
Kolasını yudumlarken
tütününe verdim alın terimi
bu itirafımı zapta geçin
kaynağı benim ben
ölüm kusan silahların.
İnsanım güya! ....
AHMET ERDEM
Son düzenleyen: ultraslan_onur; 12-21-2006, 08:17 PM..
|