Tek Mesajı Görüntüle
Old 04-21-2007, 12:40 AM   #124
Nǿ ŦΞДЯ™
Forum Kalfası
 
Nǿ ŦΞДЯ™ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: Napcan!??
Mesajlar: 7,221
Teşekkür Etme: 75
Thanked 78 Times in 60 Posts
Üye No: 24380
İtibar Gücü: 2822
Rep Puanı : 3451
Rep Derecesi : Nǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond reputeNǿ ŦΞДЯ™ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Veda Mektubu... .:.
Çağımızın tartışmasız en büyük yazarlarından biri olan Gabriel Garcia
Marquez yakalandığı lenf bezi kanseri nedeniyle sağlık durumu kötüleşmiş
ve inzivaya çekilme kararı almış , yakın dostlarına bir veda mektubu
göndermiş.
Yazarın mektubu, değişik dillere çevrildi ve internet üzerinden yayına
verildi. İste usta yazar Marquez'in duygu yüklü veda mektubu:

* * *
Yazarın Veda Mektubu...

''Tanrı bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni
ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim, ama en
azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm.
Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok
rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı
yitirdiğimi düşünürdüm.

İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam
ederdim. Başkaları uyurken uyanık
kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı
dondurmanın tadından zevk almaya bakardım.
Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir,
sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım.

Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun üzerine kazır ve günesin
göstermesini beklerdim. Gökyüzündeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh
resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve serenatlar söylerdim.
Gözyaşlarıyla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerinin acısını
hissederek dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek isterdim.

Tanrım bir yudumluk yasamım olsaydı...
Gün geçmesin ki, karsılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim.
Tüm kadın ve erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer
birer ikna ederdim. Ve aşk içinde yasardım.
Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı bırakmalarının ne kadar yanlış
olduğunu anlatırdım. Çünkü insa n aşkı bırakınca yaşlanır.
Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına öğrenmelerine
olanak sağlardım. Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil unutma ile
geldiğini öğretirdim.

Ey insanlar!
Sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim.
Tüm insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklı olduğunu bilmeden,
dağların zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim. Yeni doğan küçük bir
bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında onu kendisine sonsuza dek
kelepçeyle mahkûm ettiğini öğrendim. Sizlerden çok şey öğrendim. Ama
bu öğrendiklerim pek ise yaramayacak. Çünkü hepsini bir çantaya kilitledim.
Mutsuz bir şekilde...

Artık ölebilir miyim?..
Nǿ ŦΞДЯ™ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla