POZİTİVİZM VE TOPLUMBİLİMLERİ
Doğa ve toplum bilimlerinin birbirlerinden temelde farklı olup olmadıkları tartışması, mantıkçı pozitivizmin doğduğu sıralarda da gündemdeydi. Mantıkçı pozitivistlere göre bu sorunun yanıtı açıktı. Bilim, gözlemlenebilir veriler arasındaki bağlılaşımların belirlenmesi işidir ve tüm bilimsel açıklamalar da belirlenmiş düzenliliklerden tümdengelimsel çıkarımlar yapmak demektir. Örneğin, başka bir insanın durumunu anlamak ( �özdeşleşim� : �Einfühlung� ) gibi bir deneyimin, bilimle hiçbir ilişkisi yoktur.
Ancak, pozitivizmin doğa ve toplum bilimleri karşısındaki tutumu konusunda söylenebilecekler bundan ibaret değildir. Pozitivizmin yerleşmiş ve yerleşmiş-olmayan bilimler konusunda tutumu pratikte farklı olmuştur. Yerleşmiş ve yerleşmiş-olmayan bilimler ayrımı, 1920'lerde ve 1930'larda, doğa ve toplum bilimleri ayrımını karşılıyordu. Fizik gibi yerleşmiş bilimlerde, kullanılan (protonlar, elektronlar, vb.) kuramsal terimlerin gözlem terimlerine dayandırılabileceği kabul ediliyordu. Fizikçiler, pekâlâ ön-deyilerde bulunabiliyorlardı. Mantıkçı pozitivistler yerleşmiş bilimler alanındaki görevlerini, kuramsal terimlerin deneye bağlılığın gösterilmesi olarak gördüler. Psikoloji gibi, tam yer- leşmiş olmayan bilim dallarında ise, çoğunlukla başka bir tutum takındılar. Psikologların kavramlarını kurarken önce gözlem terimleriyle işe başlamaları ve ancak bundan sonra kuramsal terimler geliştirmeleri gerekli görüldü. Yerleşmiş-olmayan dallardaki bilim adamları, kullandıkları bütün kavramların gözlemlenebilir verilere dayandırılmasını güvence altına alacak şekilde davranmadıydılar. Özneler-arası doğrulama ilkesine göre, psikolojide gözlemlenebilir veriler, diğer kişilerin davranışlarıdır. Dolayısıyla, mantıkçı pozitivizm �davranışçılık� akımının felsefi dayanağı haline geldi. Ancak bazı pozitivistler fiziksel kuramlar karşısında takındıkları tutumu, bazı tartışmalı toplum bilim kuramları karşısında da gösterdiler. Örneğin Neurath şöyle yazar:
�Her ne kadar psikanaliz ve bireysel psikoloji bugünkü halleriyle bir yığın metafizik ifadeyi içeriyorlarsa da, davranış ile davranışın bilinçaltı koşulları arasındaki' ilişkiyi vurgulayarak, davranışçı yaklaşımın ve sosyolojik bir yöntembilimin öncülüğü- nü yapmışlardır.
Ön-deyilerde bulunmak için kullanılan Marksçı savların en önemlileri, ya (geleneksel dilin elverdiği ölçüde) fizikselci bir tarzda ifade edilmişlerdir, ya da özce bir şey yitirmeksizin bu tarzda ifade edilebilirler.
__________________
M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...
Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
|