Tek Mesajı Görüntüle
Old 05-12-2007, 11:15 PM   #5
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3009
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

POPPER�İN ELEŞTİRİLMESİ

Yanlışlanabilirlik ilkesine yöneltilen eleştiri genişletilebilir. Popper'ın yanlışlanabilirlik derecesini belirleme yönteminin varılmak istenen kavrama uygun olup olmadığı sorulabilir. Popper'a göre, kuramlar genel içermelerden oluşur ve genel içermelerin bazı temel-önermelerle bağdaşması mantıksal olarak olanaksızdır. Söz konusu kuram doğru ise, bazı temel-önermelerin yanlış; kuram yanlış ise, bazı temel-önermelerin doğru olması gere- kir. Kuram, bazı temel-önermeleri yasaklar. Buna karşılık, kuram nedensel bir ilişkinin ifadesi olarak anlaşılırsa, temel-öner- meleri, ancak geçerli başka nedensel etkenlerin bulunmaması koşuluyla yasaklar. �Isı yükselmesi halinde uzunluk artar� şeklindeki önerme, bir çubuğun ısıtılmasına rağmen aynı uzunlukta kalmasıyla bağdaşabilir. Örneğin, çubuk bir yandan ısıtılırken, öte yandan mekanik olarak sıkıştırılabilir. Bilimde normal olan durumda, birlikte veya birbirlerine karşı etki yapan birden çok sayıda nedensel etkenin varlığı kabul edilir. Dolayısıyla, Popper'in yanlışlanabilirlik derecesi kavramı, gerçek yanlışlanabilirlik derecesini değil, yanlışlanabilirlik derecesi ölçülmek istenen önermede ifade edilen nedensel etkenlerden başka hiçbir etkenin düşünülemeyeceği durumlardaki ideal bir yanlışlanabilirlik derecesini ölçmektedir. Bu nedenlerle Popper'in yanlışlanabilirlik derecesini belirleme yöntemi reddedilecek olursa, onun yöntem kuralları da kabul edilemez, çünkü bu kurallar gerçekten varolan durumlardaki gerçekten varolan kuramlara uygulanmak üzere düşünülmüştür.

Bu eleştirinin temeli, �neden-önermeleri�nin değil, genel içerimlerin, bazı temel-önermeleri yasakladığı (ya da onlarla mantıksal .olarak bağdaşmaz olduğu) görüşüdür. Popper'a göre, neden önermeleri yöntemsel açıdan genel içerimlerle eşitlenebilir; dolayısıyla yukarıdaki eleştiri Popper'ın bu fikrinin de tartışılabilir olduğunu düşündürür. Bu eleştirinin Popper-Hempel açık lama modeli bakımından da bazı sonuçları vardır. Bu model (I. Bölüm, �Neden Kavramı'nın sonuna bakınız) bütün yasaları ve kuramları genel içerimler olarak görür ve açıklamalar, tümdengelimsel çıkarımlardan ibarettir, der. Ancak tümdengelimsel açık- lamaların, nedensel açıklamalarla eşit değerde görülebilmesi için, tümdengelimsel çıkarımın kapsadığı genel içerimlerle temsil edilen nedensel etkenin dışında geçerli olabilecek hiçbir başka etken bulunmaması gerekir. Tümdengelimsel bir çıkarımın açıklama olarak anlaşılabilmesi için, bu çıkarımda söylenmeyen bir şeyi varsayması gerekir ve bu durumda da tümdengelimsel açıklamaların nedensel etkenleri ve nedensel açıklamaların yerini ne ölçüde alabileceği sorusu sorulabilir.

Bir sonraki Bölümde ayrıntılı olarak ele alacağımız Popper'a yöneltilmiş eleştirilerden bir diğerini şimdiden özetleyeceğiz. Popper'ın yöntembilimi . en azından iki varsayıma dayanır gibidir:

1 - Kuramları ve yasaları diğer önermelerden bağımsız olarak ele almak olanaklıdır;

2 - Kuramlar normal olarak yanlışlanmaz.

İlk varsayımı gerçekten yapmış olduğu, tikel önermeler için yanlışlanabilirliği tanımlamasından ve ayrıca yazılarında, bağla- ma bakılmaksızın her zaman için �cesur tahminlerde bulunula- bileceği fikrini uyandırmasından da anlaşılmaktadır. Kuhn'a göre, bir önceki bağlamı reddetmeksizin, �cesur tahminler�de bulunulamaz. Yepyeni bir paradigma kurulması gerekir Paradigmalar da, yöntembilimsel açıdan tikel önermeler gibi davranmazlar. Bu bağlamda, mantıkçı pozitivizmin giderek soyutlanmış önermelerin ele alınışından nasıl uzaklaştığı hatırlanabilir. (I. Bölüm, Doğrulanabilirlik İlkesi'nin sonuna bakınız) .

Popper'ın ikinci varsayımı yaptığı apaçıktır. Kuramları yanlışlamaya çalışmak gerektiğini önemle vurgular; normal olarak yapılan bu olsaydı, üzerinde durması gerekmezdi. Oysa Kuhn'un ortaya koyduğu bilim tarihi, kuramların normal olarak yanlışlandığına işâret eder. Popper hemen hemen tüm kuramların ampirik desteğe sahip olduklarını göstererek mantıkçı pozitivistlerin ayaklarını nasıl yerden kaydırmışsa, Kuhn.da hemen hemen.tüm kuramların hemen her zaman yanlışlandığını, yani kuramlara tümüyle uymayan geçerli verilerin her zaman bulunduğunu göstererek Popper'ın ayaklarını yerden kaydırmıştır. Bundan çıkan sonuç şudur: hangi kuramın kabul edilmesi gerektiği sorusu, Popper'ın yöntembilimiyle bağdaşmayan bir biçimde yeniden sorulmalıdır. Soru şöyle olacaktır: Yanlışlanan tüm kuramların hangisi ya da hangileri doğru olarak kabul edilmelidir?
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla