Tek Mesajı Görüntüle
Old 07-11-2007, 12:33 PM   #1
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan Bir Başa Bir Göz

Osmanlı Beyliği’nde, aşiretten devlete adımların atıldığı ilk yıllarda , İzmit’in fethine yürüdüğü sırada, Hereke kalesi, Osman Gazi’nin emriyle kuşatılmıştı. Bizanslılar kaleyi savunuyorlar, gaziler ise kumandanları Kara Ali’nin arkasında, sancağı bir an evvel kale burcuna çekmek için vuruşuyorlardı. Kaleden ok yağmuru yağıyordu. Bizanslılar, “hurra… hurra…” diye naralar atarken, gazilerin “Allah… Allah…” nidaları ve tekbirler onların baykuş seslerini bastırıyordu.Taarruzun kızıştığı bir sırada, kaleden atılan oklardan biri, Kara Ali Beğ’in sağ gözüne saplandı. Sanki ok onun gözüne saplanmamıştı. Askerine emirler veriyor, sesleniyordu.
Allah aşkına!.. din içün…
Devlet içün vurun şahbazlarım!…
Koman gazilerim!… Yürüyün aslanlarım!…
O sırada akıncılardan birisi:
-Beyim gözünüze ok saplandı, dedi.
O bir taraftan oku çekip çıkarırken, akıncıya:
-Bre yiğidim, ne telaş edersin?..
Bir başa bir göz yeter, iki göz olup arkaya bakmaktan ise, tek göz olup ileri atılmak daha evladır…
Ve dört saat sonra Türk Bayrağı, Hereke Kalesi’nde dalgalanmıştı.
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla