Okçuların Pîri
Okçuların pîri kabul edilen ve Allah (c.c.) yolunda ilk ok atma faziletinin sahibi, şanlı sahabi Sa'd bin Ebi Vakkas (r.a.)'ın İslam tarihinde güzide bir yeri vardır. İslam'ın gelişme sürecinin önemli savaşlarından biri olan Uhud Gazası'nın ölüm kalım mücadelesi verildiği en tehlikeli anlarında, Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Sa'd'a elindeki okları verip:"At, ya Sa'd at! Anam babam sana feda olsun" buyurarak, ona büyük iltifatta bulunmuştur. Peygamberimiz'in (s.a.v.) daha önce kimseyi şereflendirmediği böyle bir iltifatla Hz. Sa'd hayatı boyunca iftihar etmiştir. Yine Resulullah Efendimiz(s.a.v.) bu savaşta kafirlere bin civarında ok attığı rivayet edilen Sa'd bin Ebi Vakkas'a "Allahım, onun attığını isabet ettir, duasını da kabul et" buyurarak sevince garketmiştir.
Ok ve yay sanatının Orta Çağ İslam âleminde de büyük bir gelişme gösterdiğini görmekteyiz. Tarihî kaynaklar, XI. yüzyıldan itibaren İslam ordularında çelik yayların kullanıldığını belirtmektedir. Yin aynı kaynaklar bu tür yayların ancak XIII. Yüzyıl Avrupası'nda Franklarda görülmeye başladığını yazmaktadır. Savaş sanatında oldukça ileri giden Orta Çağ Müslümanları ok ve yayların sayısız modellerini geliştirmişlerdir; bunlardan "çağın mitralyözleri" denilebilecek olan pedallısı her atışta "arı sürüsü gibi" çok sayıda ok fırlatabiliyordu. Kurşundan veya camdan bir mermi fırlatan kazık yay, madenden en iyi zırhları ve hatta taşı delip geçen çelik harbeler fırlatan sabit ve ağır akkar adı verilen yaylar, bu ürünlerden sadece birkaçıdır.
Okçuluk sanatı, Türklerin İslâmiyeti kabul etmesindensonra bilhassa Osmanlı döneminde büyük gelişme gös-termiştir. İlk fetihlerden XVI yüzyılın ilk çeyreğine kadar Osmanlı okçu birliklerinin, savaşların kaderine tesir eden önemli fonksiyonlar icra ettikleri görülmüştür.
|