Tek Mesajı Görüntüle
Old 07-18-2007, 07:24 PM   #8
F.S.Mehmet1453
Aşmış Üye
 
F.S.Mehmet1453 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,907
Teşekkür Etme: 70
Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12114
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi : F.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond reputeF.S.Mehmet1453 has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

MÜZEDEKİ GALATASARAY

GALATASARAY MÜZESİ ARŞİVİNDEKİ BELGELERİN
IŞIĞINDA KULÜBÜN KURULUŞU

Galatasaray'ın gerek mektep, gerek kulüp, gerek cemiyet kurumları çerçevesinde tarihi, çeşitli yazarlar tarafından defalarca kaleme alınmıştır. Bu kendine özgü kavramları ve zaman aşımına uğramayan gelenek ve davranış biçimleri olan kurumlar bütününün tarihi o kadar ilgi çekicidir ki, konuyla biraz ilgilenen herkes, bu tarihin ortaya çıkması gerekliliğini düşünür ve bu uğurda elinden gelen katkıyı yapmak isteğini içinde duyar. İşin içine bir da kişisel anılar girdiğinde ise gerek yazmak, gerekse bildiklerini paylaşmak neredeyse bir tutku halini alır. Ne var ki Galatasaray tarihiyle ilgili yayınların çoğu, kapsam ve sistematikten uzaklaşıp daha çok yazarın duygusallığıyla şekillenmiş kitaplardır. Galatasaray Lisesi'nin eski müdürlerinden Fethi İsfendiyaroğlu'nun Galatasaray Tarihi isimli detaylı çalışması dışında, bu özel tarihi genel tarihle ilişkileriyle birlikte değerlendiren ve bu anlamda resmi tarihe de katkıda bulunabilen bir çalışmaya rastlamak zordur.

İsfendiyaroğlu'nun ancak birinci cildini tamamlayabildiği, müsveddelerini hazırlamasına rağmen ikinci cildini tamamlamaya hayatının yetmediği kitabın ilk cildiyle birlikte yayımı gerçekleşebildiği zaman konunun kapsamının ne kadar geniş olduğu okuyucu tarafından daha somut anlaşılacaktır. Galatasaray Müzesi'nin, yüzyılın ilk yıllarından beri özenle korunmuş belgelerinden yola çıkarak, gerek görüldükçe ilgili dönemlerde yaşamış olanların tanıklıkları ve konuya eğilmiş yazarların, bir çoğu günümüzde bulunması olanaksız olan yayınlarından faydalanarak, eksiği olsa da yanlışı olmayan bir derlemenin Ortak Bellek içinde yeralması gerektiğini düşündük. Umudumuz, Galatasaray'ın Türkiye Cumhuriyeti tarihine katkılarını ortaya çıkaracak bir akademik araştırmanın kapısının açılması ve Galatasaray'ın beşyüz yılı aşkın tarihinin önemi daha geniş kitlelerce de bilinmesi.

Bir Mektup

20 Kasım 1906 tarihli bir mektubunda Galatasaray'ın ilk takımının ünlü oyuncularından Emin Bülent, bir süre için yurtdışında bulunan Ali Sami Bey'e şöyle sesleniyor: "Aliciğim, Tahsin'e yazdığın mektupta unutulduğundan bahsediyorsun. Fakat emin ol ki biz seni hiç unutmadık. Sen bizim futbol aleminde daima mukaddes

kalacak bir kurucu sayılırsın. Şimdiki başarılar hep senin eserindir. Önce İmojen ile lig maçı oynadık. Bir onlar, bir biz gol yaptık. Herkes hayret etti. Lazari'nin kahvesinde bundan başka şey konuşan yoktu. Dün de Moda ile oynadık. Bu sene ben kaptan oldum. Birinci halftaym hiç hiçe bitti. Fakat şurasını söyleyeyim ki, evvelce biz Moda gibi bir kulüple bir halftaym golsüz kalsak, deli olurduk. Şimdi hala gol yapamadık diye deli oluyoruz. Bitişe bir çeyrek kala, Moda'ya bir yapmayayım mı... öyle parlak bir alkış olamaz. Fakat heyhat, sonra bizim eşşek Celal topu kornere atar gibi bize bir gol yaptı. Sonuçta Moda'yla berabere kaldık. Herkes ağlayacak gibiydi. Netice hakikaten bizi ağlatacak gibidir. Böyle neticelere memnun olduğumuz zamanlar çoktan geçti. Moda'nın maç yapmak için yolladığımız mektuplara cevap vermediği zamanlar nerede kaldı. Şimdi biz o fakirlere limon ikram ediyoruz. Artık birincilik ümidindeyiz. Herkes bravo Galatasaray'a diyor. Ve şimdi bu mektupla bu alkışlar bizden uzakta fakat kalbi daima bizimle olan birisine gidiyor. Şimdi Nikolo gibi de bir kalecimiz var. Maşallah. Onu tanırsın. Bizim mektepteki üç müslüman İngiliz'den en küçüğü. Fakat küçük diyorsam, boylu ve iri vücutlu, düşün artık.

Tim şöyle: Ali, Nikolof, Hüseyin, Hasan, Emin, Maşaya, Bekir, Celal, Milo, Mazhar. Adieu Aliciğim. Cevap yazarken adresi şöyle yaz: Beyoğlu'nda Taksim'de Mızıka-i Hümayun Kışlası karşısında, merhum Cemil
Paşa'nın hanesinde Emin."
F.S.Mehmet1453 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla