Maç fikri umulandan çok ilgi gördü ve maç günü geldi. Katılmak isteyenlerin sayısı ikiyüzü bulmuştu. Top ortaya atıldı ve büyük bir hengame başladı. Daha çok bir rugby karşılaşmasını anımsatan görüntüye giderek başkaları da dahil oldu. Bir top ve üçyüz kadar futbolcu, birbirini eziyor, topa bir kerecik de olsa
vurmak ve rakip kaleye yaklaştırmak istiyordu. Belki de ilk kitle sporu örneğini gerçekleştirdiklerinden habersiz saldırıyorlardı birbirlerine. "Futboldan ziyade üçyüz kişilik bir güreş müsabakasını andırıyordu. Nihayet bir noktada yoğunluk fazlalaştı da topun orada olduğuna karar verildi. Hücum taburu daldı grubun
içine. Grup, döne döne mektep duvarına doğru gitti. Penceredeki tellerden dolayı sıyrıklar, incinmeler başladı, elbiseler yırtıldı. Bir ara yere yuvarlandım. kalkıncaya kadar hayli zedelendim. O zaman etekli olan ceketimin yarısı koptu. Ellerim kanadı. Ezilenlerin, incinenlerin, üstü başı yırtılanların haddi hesabı yoktu. O esnada top mutfak kapısı tarafından sahanın haricine çıkmıştı. Biz rakibimizi geri sürmeyi başarmış olduğumuzdan galip sayıldık."
Bu ilk maçın bir başka sonucu da, doğal olarak futbolun mektepte yasaklanması oldu. Müdür Abdurrahman Şeref Efendi Ali Sami'yi "Sen çalışkan bir talebesin, böyle arbedelerin başına geçmeni sana asla yakıştıramıyorum ve bu mevzunun elebaşlığını yapmana da hayret ediyorum" diyerek azarlıyordu. Fakat bu karar da gençleri yıldıramadı. Emin Bülent okuldan ayrıldığı için, bu kez Ali Sami Yen işe Asım Tevfik'le devam etme kararı aldı. Amaç yine bir futbol kulübü kurmaktı. Ilımlı taktiklerle idare razı edildi. Bekir, Celal, Cevdet, Kamil, Daver ve Sırp ile Bulgar azınlıklardan birkaç kişiyi bir araya toplayan Ali Sami, güçlü olduğuna inandığı bir takım kurdu. O takımın adı Galatasaray'dı. Ve kurulduğu günden itibaren hep güçlü takımlar arasında yeraldı. Ali Sami de artık arkadaşları tarafından "Reis Bey" diye çağrılacaktı. Ve bu hitap 1905'den 1914'e kadar devam etti, Ali Sami Yen Galatasaray'ın ilk başkanı olarak onbeş yıl bu görevi sürdürdü.
|