Tek Mesajı Görüntüle
Old 08-13-2007, 06:42 PM   #3
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Yeraltındaki şehirler:

Yerüstündeki şehirler zamanla yıkılınca, Mongulala halkı, “efendilerin” onlara hediye ettiği, And dağlarının altındaki yer altı şehirlerine çekildiler. Bu şehirler 13 adetti ve ataların yurdu Schwerta takım yıldızını sembolize ediyordu. Merkezi “Aşağı Akakor”du. Şehir, insan elinden çıkmış dev bir mağaranın içinde bulunuyordu.

Yeraltındaki 13 şehrin isimleri şöyleydi;

1- Akakor
2- Sikon
3- Tat
4- Arnan
5- Kos
6- Sanga
7- Mu
8- Tanu
9- Gudi
10- Boda
11- Rino
12- Kisch
13- Buda

Bunların 12 şehir yani, Akakor, Buda, Ksich, Boda, Gudi, Tanum, Sanga, Rino, Kos, Arnan, Tat ve Sikon yapay bir ışıkla aydınlatılıyordu. Bu ışın güneşin hareketi ile değişiyordu. Gümüşten yapılmış dev bir ayna, güneş ışığını şehre yansıtıyordu. Bütün yer altı şehirlerine geniş kanallar vasıtası ile dağlardan su getiriliyordu.

Yer altı şehirlerine giriş, hareketli bir kaya-kapı vasıtasıyla oluyordu. Tehlike anında bu kapı kapatılıyordu.

Schwerta’lı efendiler, yer altı şehirlerini yerlilerin çok yabancısı oldukları planlara ve yasalara göre inşa etmişlerdi. Nitekim yıllar sonra buraya gelen Alman askerleri bile tünel sisteminin ve havalandırmanın nasıl yapıldığını, çok araştırmalarına rağmen, anlayamamışlardı.

Efendilerin kurduğu imparatorluk, 362 milyon insana hükmediyordu. Onlar Akakor’dan bütün dünyayı yönetiyorlardı. Kroniklerde onların kuşlardan daha hızlı uçan, dümensiz ve kanatsız gemilerle, gece veya gündüz hedeflerine ulaştıkları yazılıdır. Tanrılar “Büyülü Taşları” vasıtasıyla en uzak yerleri bile görebiliyorlardı. Bu taşlar, göklerde veya yerde olan biten her şeyi yansıtıyorlardı.
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla