II. Büyük doğal felaket
Tanrılar yasalarını dinlemeyen insanları cezalandırmak istemektedir. Bu sebepten insanları yok etmeye karar verdiler. Bu amaçla dünyaya, kızıl bir kuyruklu yıldız ve bin güneşten daha parlak bir alev yollarlar. 13 ay süreyle devamlı yağmur yağar. Denizlerin suyu yükselmeye başlar. İnsanlar korkunç su baskınlarında yok olurlar. Fakat yer altı şehirlerinde yaşayan Ugha Mongulala’lılar bu her iki felaketten kurtulurlar. İlginçtir ki kroniklerde adı geçen “Modus”un yaptıkları tıpatıp Hz.Nuh için anlatılanlara uymaktadır. Bir farkla ki, gemisi Ağrı dağının değil, Akai’nin tepesine uymuştu.
7315 yılında (Beyaz barbarların takvimine göre M.Ö. 3166’da) Ugha Mongulala halkı tarafından hasretle beklenen tanrılar uzay gemileriyle yeniden dünyaya döndüler. Seçkin kavmin ilk efendileri Akakor’a döndüler ve iktidarı yeniden devraldılar. Burada 3 ay kalan tanrılar yeniden dünyayı terk ettiler. Yalnız Lhasa ve Samon kardeşler eski atalarının vatanına geri dönmediler. Lhasa, Akakor’da kaldı. Samon doğuya doğru kendi imparatorluğunu kurdu. Tanrıların oğlu Lhasa tamamen yıkılmış imparatorlukta ele aldı. Altın çağda yaşayan 362 insandan, iki büyük felaketten sonra, ancak 20 milyondan az insan hayatta kalabilmişti. Bugün Bolivya denen yerde Lhasa, “Mano, Samoa ve Kin” adlı üsler kurdu.
Lhasa, Akakor’un güvenliğinden endişe ederek batı sınırında güçlü bir kale inşa edilmesini emretti. Bu amaçla And dağlarının yüksek tepelerinde Machu Picchu adlı yeni bir tapınak şehir kuruldu.
Machu Picchu’nun kurulması, Ugha Mongulala halkının tarihindeki en önemli olaylardan biridir. Buranın inşası büyük sırlarla doludur. Machu Picchu(2) kutsal bir şehir olarak kabul ediliyordu.
|