Karmaşa
Eylül süpürdü işte hüznü kendinden
Kadim zamanlardan beri adeti budur
Bunda
Benim sesimin bir kırıntı kadar dahli yok
Kara terkedip günahlarını
Yağmurları temize çeken ben değilim
Bana sormasın yargıcılar
Gecenin neden taylar gibi
Hüzne boşaldığını
Sormasın şiirin hesabını
Akl-ı evvel ruhu sonra adamlar
Eylülse Eylül
Karsa kar
Yok benim gözlerimdeki sürgünün
Bu karmaşada imzası
Güz günlerinin tenime sunduğu aşkı
Savaşla izah edebilecek kadar
Günahsızdır kalbimin derinleri
Eylül
Aşkı kendinden menkul
Bir mevsim olmak suçunu
Çıkarsın önce kendi üstünden
Sonra verebilirim ben hesabımı
Aklıma katranlar giydirip
Neden tüye buladığım
Bu sorguda çıkar ortaya
Gövdemde kabaran aşkı
Tırnaklayıp kedere dönüştürmemin cezası da
Bu oturum sırasında verilebilir
Neden,nasıl,ne için,nerede?
Sorular ruhumu yakmadan önce
Keyifli bir idam öncesi tasarlıyorum kendime
Şöyle sigara dumanıyla
Puslandırılıp efsunlanmış
Bir darağacı görüntüsü gibi mesela
Ama ölmem
Ölmemem gerek
Eylülün süpürdüğü aşkı
Nereye sakladığını görmeden
Diplomatik bir ölümdü kurguladığım
Kendi hakkımda
Dünyanın dengelerine bir teması bulunan
Proleter ya da şehit bir ölüm tasarlamıştım
Eğer zaman
Acımasız çocuğu Eylülle
Senaryolarımı baştan sona değiştirmeseydi
Diplomatik bir ölümdü evet
Sonum hakkında kararım
Bir savaşın ortasında
Dünyaya çekilmiş bir kılıç gibi
Ölmekti tasarladığım
Ama ölmem artık
Ölmemem gerek
Eylülün benden süpürdüğü aşkı
Nereye sakladığını
Öğrenmeden...
|