Tek Mesajı Görüntüle
Old 08-22-2007, 10:00 PM   #3
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Şeyh Bedreddin'in bugün geniş kitlelerce tanınmasının en önemli sebeplerinden biri Nazım Hikmet'in Şeyh Bedreddin Destanı adlı eseridir. Nazım Hikmet örneğinde görüldüğü gibi, modern Türk yazarları Şeyh Bedreddin'i sınıf mücadelesinin öncüsü ve Osmanlı otoritesine isyan ederek sosyalist bir düzen kurmayı hayal eden bir devrimci gibi görmektedirler. Bu düşünce Bizanslı tarihçi Dukas'ın Börklüce Mustafa isyanı ile ilgili yazdıklarına dayanır. Dukas'a göre Börklüce Mustafa "Ben senin emlakine tasarruf edebildiğim gibi sen de benim emlakime aynı surette tasarruf edebilirsin" diyerek ortak mülkiyeti savunmakta ve bu söylemle köylüleri yanına çekmekteydi. Ortak mülkiyete dair bu görüşe Bedreddin'in günümüze ulaşan yapıtlarında rastlanmadığı gibi, Dukas haricinde hiçbir tarihçi de bu konuya değinmemiştir.

Bedreddin'in yaydığı söylenen diğer önemli fikir, dinler arasında fark olmadığı, bütün dinlerin eşit ve benzer ilkeler üzerine kurulduğudur. Kendisi İslam alimi olmakla birlikte annesi, eşi ve gelini ihtida etmiş Hıristiyanlardır, Hıristiyan Balkan halklarıyla yakın ilişkiler içindedir, tasavvuf anlamında kaynaştırmacı Türk-Anadolu mistisizminin bir halkasıdır. Bütün bu verilerin ışığında dinler arasında fark olmadığına inanıp bu düşüncesini yaymış olması olasıdır
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla