...Ve Yüreğe Çığ Düştü
Bir sevdanın tarihsel yolculuğunda
ben yorgun,
yürek baygın düştü.
Ben yolculuğu,
yolculuk sevdamı sınadı
ve yıllar boyu toprağa kan,
yüreğe buz beyazı çığlar düştü.
Meşale yürekli yarınların ayak sesleri
bin yıl öncesinden bin yıl sonrasına
hep çocuk yüzlü müjdeler taşıdı.
Güneş teni özlemlerimiz
yarınların sarsılmaz harcını kardı.
Saman sarısı sayfalarda sözcükler
ve çılgın uykularda düşler
çığlık çığlığa isyanlardaydılar.
Suskun toprağa kan,
yüreğe buz beyazı çığlar düştüğünde;
barut kokusu gül kokusuna gebeydi.
Ben gül kokulu sancıları,
sancılar yüreğimi sınadılar.
Saklı sözcükler
keklik kavmi ihanetlerine kucak açarken;
kelebek yüzlü sevgililer
yarasa soylu vampirlere can verdiler.
Canımdan can çıkarken;
kızıl şafak vakti toprağa kan,
yüreğe buz beyazı çığlar düştü.
Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|