Ask ve Sevgı Sıırlerı-4
sen gittin
avuçlarımdan kanatlarını kopararak
uzak denizleri çektin içine
tüm denizi aç bırakarak
şimdi gönlüm kıskacında acıların
benim kırıklarımdır karaya vuran
kemiğim, yüreğimdir
tüm denizi yakmaktır içimden geçen
seni yunusun karnına saklayarak
sonra her gün yanmak
her denizin başucunda
Aşktan söz açıldığında,
Sen nesin biliyor musun?
Çabuk kazanıp,
Çabuk harcayan,
Mevsimlik bir işçi!
Diğer tüm zamanlarda susuz kalan...
Yaşamaya tutkun bir hasatının
Vücuduna giren virüs gibi
Amansız...
Baharda açması gereken bir çiçeğin
Kış ortasında boy göstemesi gibi,
Zamansızsın...
Beni oynatmazsanız alır topumu giderim diyen
Şımarık bir çocuksun sen...
Ya da temmuz ortasında insanın içini karartan,
Geçici bir yaz yağmuru...
Senden sonra gökkuşağı oluşur gökyüzünde
Unuttun mu?
Birkaç satır yazıp bırakacaktım seni
Satır satırı doğurdu, şiir uzadı epey....
Aşktan söz açıldığında,
Sen nesin biliyor musun?
Hiçbir şey!
mayasında yokluğun olan
sevdanın harmanladığı yalnızlık benimki
çiçeğe dokunur gibi dokunurum
yürek yaralarıma
acılarımı haykırdığım duvarlar
ölü bir sağırlığı yaşar
ve ses vermez
derin uykusunda iken yaşamlar
bir ben uyumam
duvarda resmin bana bakar
ve ses vermez
mayasında yokluğun olan
sevdanın harmanladığı yalnızlık benimki
uykusunda bebeğin
üzerini örter gibi dokunurum
yürek yaralarıma
ıslak yalnızlığında
kendi zehiriyle
can çekişirken duvar dibinde akrep
dumanı tütmeyen sevdama ateşler eklerim
neşterin ucu değer geceme
uykuyu kovar gözlerim
koca kent derin uykusunda
bir ben uyumam
Dağ yamaçlarına varmadan
İncecik kadife yapraklarıyla bir gül açtı
Saydam acılarında
Ağır açılan kapıların
Kimseler bilmeden,
Farketmeden hiç kimse
Senin yüzüne değdi
Avuçlarımdan esen rüzgar
Benden yüreğimi aldı götürdü
Yorgun savaşçı sessizliği
Yüzümde açılan bu perde
Yılların saklı suskusu
Tüm gün eğilmeden sırtında taşıdığı
Karıncanın düşüdür elimde kalan
Burada değilsin, kaybolmuşsun
Yok gözlerinin serkeş ışığı
Burada değil
İnce ellerin esrik güzelliği
ve yıldızlar
ve dolunay
kayıp
Son adımından sonra
Ne kaldıysa ardından
Bir toz yüküydü, bir küçük beyaz tüy
Uçtu gitti savruldu
Bir daha hangi mevsimde döner gezgin kuşlar
Tüm zorluklara gererek kanatlarını
Son uçuş bu artık son çığlık
Bıçak sırtında bekleyiştir yokluğun
Gölgemi kanatır sessizce
Sarı güllere..,
Toz pembe gülüşlerim var.,
Şu aralar eskiciyim.,
Antika gümüşlerim var.,
Gerçeği yakalamak hayal.,
Şimdi revaçta olansa, düş..!
Düşte gör, kaç duyguyu incitir düşüş.,
Semazen de tef çalar cümbüş
Semaverde dem ki, mis kokar
Aşk ile, rakkase nus
Sen bir nefes çek.,
Çek hele, bitmeden..,
Bitmesinden korkulan düş..,
Sarı güllere selamım var, kırmızı har
Sakındığım budaklar..,
Batmışta ruhumu kanatır, ey yar
Kelebek vadisinde konakladım
Testi dolu su yolu.,
Herkeste neşe.,
Bende hala.,
Senin susuzluğun var.
__________________
υѕєℓαимαz
|