XXX Kongre salonuna giden bütün yollarda trafik akmıyordu. Yolların kenarları park yeri bulamayan arabalarla dolmuştu. Araçlar trafikte yavaş yavaş ilerlemeye çalışıyorlardı. Yolda bekleyen ve trafiği açmaya çalışan polislerin çabaları bile bir işe yaramıyordu. Hatta ana caddeden Kongre salonuna giden sokağa giren simsiyah bir resmi araba ve onun etrafında üşüşen eskort araçlar bile trafiğe takılmış , sadece korna çalmakla yetiniyorlardı. Bazı insanlar arabalarını sokak ortasında bırakıp koşa koşa kongre salonuna gitmeye başladılar. Programın başlamasına çok az kalmıştı. Zaten çok kısa sürecek tarihi bir olaya şahit olmak herkesin kısmeti değildi. Zaten salona davet edilenler başta bu ülkeden olmak üzere önemli bilim adamları , profesörler , yazarlar , aydınlar ve bazı siyasetçilerdi. Ve tabi medya... Yazılı olsun görsel olsun tüm basın kuruluşları bugün kongre salonuna davetliydiler. Bazıları canlı yayın ekiplerini getirerek otoparkta küçük üsler kurmuş bazıları bütün yazar kadrosunu kongreye göndermiş bazıları ise en önemli isimlerini bu tarihi olaya şahit olmak için kongre salonuna yollamışlardı. Salona doğru yaklaştıkça yollardaki insan sayısı artıyor. Sakallı , entel tipler ellerinde pipoları koştura koştura salona girmek için uzadıkça uzayan kuyruğun en arkasında yer kapıyorlardı. Salon girişinde güvenlik birimleri girenleri hızla arayıp içeri girmelerine izin veriyorlardı. Salona giren kişi tarihi olayın gerçekleşeceği amfiye doğru hızla ilerliyor , bir yanda da yanındaki arkadaşlarıyla , meslektaşlarıyla böyle bir şeyin gerçekten olup olamayacağını tartışıyordu. Bu kadar kişiyi meraklandıran , yüzlerce insanı yollara döken bu olay neydi? Her şey 2 hafta önce XXX Üniversitesi öğretim görevlilerinden Bay A.'nın bir televizyon programında yaptığı bir açıklamayla olmuştu. Bir anda insanların dikkati bu yönde toplanmış , herkesin kafasında birer soru işareti oluşmuştu. Bay A. Kendinden o kadar emin konuşmuştu ki herkes ona inanmıştı. Tabii ki ona inanmayan ve böyle bir şeyin gerçekleşme ihtimali olmadığını ileri sürenler , kendisini iddiasını kanıtlamaya zorlamışlar. Bay A. da bunun üzerine bugünün tarihini vermiş ve bugün XXX Kongre Salonunda herşeyi kanıtlayacağını iddia etmişti. İşler bununla da kalmadı , medyanın büyük ilgisi bu olayı kamuoyunun da gündemine taşımış , bu konuyla hiçbir alakası olmayan , yaşamlarında hiçbir yer tutmayan bu gerçeğin değişebileceği herkesi ilgilendirmişti. O günlerde XXX ülkesinde bulunan ünlü bir yabancı bilim adamı da bu olayı duymuş önce kendi ülkesinde daha sonra da tüm dünya da açıklamış , böylece herkesin ilgisi bir anda bugüne ve birazdan kongre salonunda açıklanacak daha doğrusu yanlışlığı açıklanacak bir gerçeğe yöneltilmişti. Kongre salonunun hemen girişinde XXX International televizyon kanalına bir açıklama yapan Mr. D. ''Bugün eğer Bay A. dediklerini kanıtlayabilirse dünya bilim tarihi hayatının en büyük yarasını alır, dünyada bugüne kadar yapılan tüm hesapların yanlış olduğu yani bugüne kadar ki tüm bilgilerin geçersizliği ortaya çıkar. Bu da büyük bir kaos yaratabilir. Her şeye baştan başlanması bütün kuralların yeniden yazılması gerekir. Açıkcası ben 2 haftadır kendi kendime bu gerçeğin yanlışlığını Bay A. gibi kanıtlamaya çalıştım ama başaramadım. Ama bence böyle bir gerçeğe yanlış demek ve bu gerçeği ortadan kaldırmaya cürret edebildiğine göre Bay A. büyük bir dahidir ve bir şekilde bize yanlışımızı gösterecektir. Umarım bu kadar ilgi çeken bu olay bir şarlatanın düzenbazlığı olmaz. Eğer öyle bir şey ise Bay A.nın derhal tutuklanması ve çok ağır bir cezaya çarptırılması gerekir'' diye konuştu. Bir başka bilim adamı '' Bay A.' ya güveniyorum , aynı konu da bende bazı çalışmalarda bulunmuş ama bu gerçeği somut bir şekilde değil felsefi bir yolla çürütmüştüm.'' diyerek Bay A.ya şimdiden inandığını belirtiyordu. Kongre salonu artık tamamen dolmuştu. Dışarı da koşuşturan insanlar azalmış salonun etrafını bir sessizlik kaplamıştı. Birazdan Bay A. çıkacak ve bu tarihi kanıtı yapacaktı. Amfiyi aydınlatan ışıkları kısılmaya başladı. Işıkların kısılmasıyla beraber içerde tartışan davetlilerinde sesi giderek azalıyordu. Işıklar tam olarak kapandığında sesler de tamamen kesilmişti... Çıt çıkmıyordu...Biraz sonra kürsünün olduğu bölgeye güçlü bir ışık geldi ve sadece orayı aydınlattı. Daha sonra Bay A. kürsünün orda belirdi. Herkes onu alkışladı... Heyecan giderek artıyordu...Dünyanın tarihinin değişeceği dakikaya saniyeler kalmıştı. Bay A ellerini kürsünün kenarlarına dayadı ve konuşmaya başladı. '' Bugün burada toplanan değerli misafirlere ve sanırım televizyonlardan bizi izleyen herkese bizi dikkate aldığınız ve bize kulak verdiğiniz için teşekkür ederim. Önce size bu çalışmamızda görev alan arkadaşlarımı da takdim etmek istiyorum'' Arkasına dönüp öğrencilerini çağırdı. Öğrencileri Bay A.'nın arkasında toplandılar. Bay A. konuşmaya devam etti '' Öncelikle kamuoyunda yapılan bir yanlışa değinmek istiyorum. Bu kadar bilinen bir gerçeğin yanlışlığını ispat etmek bizim amacımız değildi. Zaten bir yanlışlığı ispat ediyorsan ve bir gerçeği ortadan kaldırıyorsanız yerine yeni bir gerçek koymak zorundasınızdır. Biz sadece yaptığımız küçük araştırmalar sonucu bir gerçeğin aslında yanlış olduğunu ortaya koymak istiyoruz. Ve eğer bunu sizler de kanıtlayabilirsek , bazı dengeler bozulacağı için ve ortaya yeni bir gerçek veya geçici bir gerçek koyamayacağımız için tüm kamuoyundan ve özellikle de değerli bilim adamlarından şimdiden özür dilemek isterim. Sanırım sözü daha fazla uzatmaya gerek yok. Hepimiz burada milattan önce bulunmuş ve kanıtlanmış , dünyanın vazgeçilmez gerçeklerinden birine bulunan bir istisnayı görmek için toplandık. Eukledis geometrisine göre bir üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir. Tabi Eukledis 'çi olmayan geometrilerde bu özellik geçersiz kılınmıştır. Hiperbolik geometri de veya eliptik geometri de bu açı toplamının 180den büyük veya 180den küçük hatta sıfır bile olduğunu biliyoruz. Ama bugün burada Eukledis geometride de üç iç açı ortayın 170 derece olduğunu gösteren birkaç örnek göstermek istiyorum. Evet arkadaşlar resmi duvara yansıtırlarsa göreceğiz. Evet işte gördüğünüz fotoğraf XXX gölündeki üç küçük adacığın birbiriyle yaptığı açılar sonrası oluşan bir üçgendir ve bu üçgenin iç açıları toplamı 170 derecedir. Şimdi bunu ölçmek için Sayın Noter Beyi buraya davet ediyorum.'' Bay A. kürsüden indi Noter Bey'in elini sıktıktan sonra ölçüm için gerekli olan aletleri vermeleri için asistanlarına işaret etti. Asistanlar ve Noter Bey üçgenin açılarını ölçmeye çalışırken Bay A. kendinden emin bir şekilde duvara yansıyan bu mucize üçgeni hayretle izleyen ve sonucu merak eden davetlilere bakıyor ve gururlanıyordu. Noter Bey ilk yaptığı ölçümde açılar toplamını 180 derece buldu , herhalde bir yanlış yaptığını düşündü ve ikinci kez ölçtü sonuç gene 180 dereceydi. Sonucun açıklanmaması davetlileri iyice meraklandırmıştı , Bay A. işlemin uzun sürmesinden endişelendi ve Noter Bey'in yanına gitti Noter Bey kendisine sonucun 180 derece çıktığını söyleyince Bay A. sonucu kabullenmeyip Noter Beyden tekrar denemesini ve bir hata yapmış olacağını söyledi. Noter bey 3 kez ölçtüğünü ve sonucun 180 derece çıktığını söyledi ama Noter Bey de Bay A. 'ya inananlardan biriydi. Ölçümü yapması için birkaç matematik profesörünü çağırdı. Ölçümler gene 180 derece çıkıyordu. Noter Bey Bay A. ya kesin sonuç olarak 180 dereceyi açıklayacağını üzülerek söyledi . Bay A şok olmuştu. Bu imkansızdı daha önce kaç kez ölçtüğü halde hep 170 derece bulmuştu. Asistanlarını yanına topladı tam konuşmaya başladı ki baş asistanı üzgün bir ifadeyle Bay A'ya kendilerinin de sonucu 180 derece bulduklarını ama onun hiçbir zaman kabullenmediğini ve bir şekilde 170 dereceye ulaştığını söyledi. Bay A. sinirlendi bu sırada Noter Bey sonucu açıklamak için kürseye çıktı. Herkes heyecanla Noter Bey'in ağzından çıkacak sözlere bakıyordu. '' Yaptığımız ölçümler sonucu bu üçgenin açılarının toplamının 180 derece olduğunu bulduk yani Bay A. yanılmıştır. Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir ve bunun bir istisnası yoktur. '' Bay A. Noter Bey'in sözünü kesip kürsüye çıktı '' Hayır hayır bu imkansız lütfen bakın projektor üzerinden hep beraber ölçelim 170 derece çıkıyor inanın bana'' Daha sonra ölçmeye başladı .. ''62 Derece... 57 Derece ve 51 Derece işte bakın 170 ediyor.'' O sırada davetli profesörlerden biri kürsüye atladı '' 61 Derece son ölçtüğünüz açı 61 Derece'' Bay A. tekrar üçgene baktı '' Hayır efendim 51 derece bakın buradan buraya ölçtüğümüzde 51 derece çıkıyor.'' Profesör güldü '' İyi de efendim oradan ölçemezsiniz ki orası adacığın orta noktası değil bakın şu küçük taş parçası kesişim noktasıdır ve buradan ölçtüğümüzde de 61 çıkıyor.'' Bay A. tekrar üçgene yani adacıklara baktı. Aynı anda tüm davetliler de üçgene heyecanla bakıyorlardı. Bay A. asistanlarına baktı asistanları profesörü onaylarmış gibi kafalarını üzgün bir şekilde salladılar. Bay A. baş asistanı yanına çağırdı '' Madem biliyordunuz neden beni uyarmadınız? Tüm dünyaya rezil oldum ama kaç kez ölçüm yaptım hep doğru çıktı!'' Baş asistan biraz yutkundu '' Efendim size söyledik ama dediğim gibi ilk başlarda kabullenmediniz daha sonra da kendinizi dünyayı değiştirmeye o kadar kaptırmıştınız ki hevesinizi kırmak istemedik. Böyle bir fiyaskonun bir parçası olarak akademik kariyerimiz bitebilir ama sizin doğrunuzu izledik , bu büyülü havayı bozmak istemedik efendim'' Bay A. duygulandı '' Anlıyorum , çok büyük bir fiyasko keşke engelleseydiniz beni neyse bütün insanlar benim yapacağım açıklamayı bekliyor. Onlara bir şeyler söylemeliyim'' Bay A. tekrar davetlilere döndü. İnsanlar gülerek ve merakla Bay A.'nın açıklamalarını bekliyorlardı. Bay A. derin bir nefes aldı '' Sayın davetliler açıların toplamı 170 derece değil 180 derecedir. Büyük bir hata yaptığımı kabul ediyorum. Sanırım kendimi bu gerçeğe o kadar kaptırmışım ki hep 170 derece ölçmüşüm. Bu kadar insanın ilgisini ve zamanını harcadığım için tüm kamuoyundan özür diliyorum Ama sanırım bugün bize bir ders oldu. Bugün yüz binler hatta milyonlar bizi izlediyse yani bu kadar bilinen bir gerçeğin bile doğruluğundan şüphe edilebiliyorsa demek ki insanlar değişim istiyor. İnsanlar eski gerçeklerin yerine yenilerinin gelmesini istiyor. Bugün bu bir üçgendi yarın belki başka bir şey olur. Sanırım hepiniz benim artık emekliye ayrılmam ve insan içine çıkmamam gerektiğini düşünüyorsunuz ama dediğim gibi madem en bilinen gerçeklerden bile şüphe edebiliyorsak, şüphe etmek istiyorsak değişim istiyoruz demektir ve ben bundan sonra bunun için çalışacağım yeni gerçekler yeni doğrular bulmak için. Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim. İyi günler '' Bay A. kürsüden indi ve doğruca amfiden çıktı. Tüm davetliler Bay A'yı sessizce dinledikten sonra gene tartışmaya başladılar tıpkı Bay A.'yı dinlemeden önce yaptıkları gibi...
|