Eylül Sonunda Bir Gün
Şimdi tedirgin bir öğle sonudur zaman
Nice çiçekler suluyorum ellerimle
Begonyalar büyüsün diye
Gülüşlerin tökezlerken dudaklarında
Ne çok şeyi unutmak isterdim
Bir çoban türküsünde
Kaç kez kırmak istedim kalemimi bilsen
Lakin işte yoktun sen...
İşte başucumda gülümsüyor akşam
Üstümde içli bir derviş edası
Kulağımda ürperen, bir annenin sedası
Hanidir görünmüyor çiçekçi kız
Yalnızlığı deli gömleği gibi giyerken
Yüreğimde saltanatın yıkılırken
Kaç kez vurmak istedim kalbimi bilsen
Lakin işte yoktun sen...
Gün sonunda koynuna alır lacivert gece
Bir mahşer sessizliğiyle uyurken aşk
Yoktur yüreklerde artık bir firak
Bir kar soğuğu sesine hasretim
Bir de sessizliğin sensiz gürültüsü
Gibi çınlar eylülün cüretkâr sesi
Kaç kez kayboldum soğuğunda bilsen
Lakin işte yoktun sen...
__________________
Buraya Kadarmış ..
|