NE GÜZEL ŞEY HATIRLAMAK SENİ
ne güzel şey hatırlamak seni;
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken.
ne güzel şey hatırlamak seni;
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin,
ve saçlarında
vakur yumuşaklıgı canımıniçi İstanbul topragının.
içimde ikinci bir insan gibidir,
seni sevmek saadeti.
parmakların ucunda kalan kokusu sardunya yapragının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş,
sıcak,koyu bir karanlık.
ne güzel şey hatırlamak seni;
yazmak sana dair.
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün,filanca yerde söyledigin söz,
kendisi degil,
edasındaki dünya.
ne güzel şey hatırlamak seni!
sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine:
bir çekmece,bir yüzük...
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
ve hemen fırlayarak yerimden,
penceremde demirlere yapışarak,
hürriyetin süt beyaz maviligine
sana yazdıklarımı bagıra bagıra okumalıyım.
ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste,
ve yaşım kırkı geçmiş iken...
NAZIM HİKMET RAN
|