ÂZÂD:
Kurtulmuş, serbest.
İnsanoğlu, gönül verdiği şeyin kulu olur. Ârifler, Allahü teâlâdan başkasına kalblerini bağlamadıklarından, O'ndan başkasının kulu olmaktan âzâd olmuşlardır. Cenâb-ı Hakk'a tam anlamıyla kul olan, O'ndan başkasına kul olmaktan âzâd olur. (İbn-i Arabî)
Âzâd Etmek:
Serbest bırakmak, hürriyetine kavuşturmak, kölelikten kurtarmak.
Kim kölesine bir tokat atsa yâhut onu döğse, onun keffâreti, köleyi âzâd etmesidir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Bir kimse Ramazân-ı şerîf ayında bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. Hak teâlâ onu Cehennem azâbından âzâd eder. (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb, Sahîh-i Buhârî)
Köle âzâd etmek çok sevâbdır. İslâmiyet, öldürmeğe gelen düşmandan başka kimseyi köle yapmaz. Bu köleleri âzâd edenleri de çok beğenir. İslâmiyet, köle yapmak dîni değil, köle âzâd etmek dînidir. (İbn-i Âbidîn)
|