Konu: Ahmet Yozgat
Tek Mesajı Görüntüle
Old 07-25-2008, 09:38 AM   #1120
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Şiirin ve Aşkın Beyni Patlıyor
1/:
Şiir tayfasının beyninde patlıyordu ilk kafiyeler...
Ama aynı zamanda hazar zamanındaydı atlas. Yine de kaderdi karındaşımız. Ve kaza yazıcılarının beyniydi bizi bağlayan. Nara ve barışçıl sevdalara. Belki de yaşamımızdı çarpıp patlayan. Kozmik vizyonumuzda o enerjik duvarlar. Suskundu hala ilk kafiyeler. Vezin kararsız bir simurg kuşu. Kendini tanzime koyulmuştu dostumuz şiir. Kumla karışık et parçaları yıldız çengellerinde. Babil asma bahçelerinin serinliği nerede? Ya da galaktik ışık seralarının camına yansıyan suret de kimin? Oysa oralara daha önce araf görevlileri yapışıyordu. Biz peşlerine yayan yapıldak... Bin bir umutla... Rüzgarda dalga dalgaydı çöl ve kum ve kefiyeler...
2/:
Şiir tayfasının beyninde patlıyordu ilk kafiyeler...
Fes tepelerinde kırmızı süsler gibiyik. Bu sırada aşk zamanının kampanası uğul uğul kulaklarımızda. Ufukta yarının kızıl dili... Eli kanlı bir gelecek miydi bizi bekleyen yoksa? Kendi kanalında gelişiyordu ilk tarihçe. Ve artık sevdaların her bir rengi pantone. Bu cenahta yaşayan panspermik çiftçiler kan ter içinde. Ve işleri başından aşkın. Yani ışığın hasatı. Zaman ekim zamanı hatta. Her anı değerlendirmek gerek. Sarışın Satan'ların oturdukları alan ise kırmızı ateş balçığı... Ya denizler nerdeler?
3/:
Şiir tayfasının beyninde patlıyordu ilk kafiyeler...
Ve sofra... Bereketli uzay sofrası... Dört bir yana doğru tekerlenmede mekan. An yakın değildi bir başka ana. Saat saate denk sayılmazdı daha. Ve daha da kötüsü, boyutlar genişliyordu doğrusu bizden yana. Yüreğimizde ise ilk filizleri korkunun. Yoksa? ... Gök adamıza doldurduğumuz mağma ise gittikçe kıvamlanıyor, ve bir kenger sütü misali sakızlanıyordu. Mavi göğün beline dolanan eller portakal rengi. Üstelik görev başında ışık hızıyla. Ve bin bir renkli zamansızlık sıyrılmada fezadan. Yani aşkın mezarından tabii ki... Dudaklarda kadim bir lisan... Gözlerde donuk ifadeler...
4/:
Dedik ya ey ehli şiir...
Şiir tayfasının beyninde patlıyordu ilk kafiyeler...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla