Sönmesin Bu Yangınlar
yorgun düşen ırgatın hülyasıdır bir tas su
bu sevimsiz dünyanın neyi benim doğrusu
biriktirdim dağıldı tersten esen yel ile
sessiz yanan ağıtlar hangi canın ağrısı
hangi ilin mağduru hangi yolun yolcusu
sönmesin bu yangınlar yansın, yakarak yansın
dinmesin gözyaşlarım aksın, akarak yansın
yatağında dev gönül halime nazar kılıp,
yummasın gözlerini baksın, bakarak yansın
ölümsüz yangınlara yanan yansın dayansın.
uğradığım her mekan aç dediğim her kapı
her kapının fevkinde açık bekler bir kapı
can sığar ceset girmez sanki iğne deliği
açılır bir emirle geçilmeyen dar kapı
emaneti bekleyen kutlu bahtiyar kapı
ırmakların donduğu mevsimler tutuştu bak
ateşlerde yürürken üşür donar el ayak
bu sevda terk-i gönül bu beden bir virane
bana düşen pişmanlık bana düşen ağlamak
bahtımla gel emrini beklerim ağlaşarak
sır bilirdim yanarken ağrılardan geçmeyi
zilletlerin ağında yanıp yardan geçmeyi
katledilen bülbüller güle nağme dökerken
kışa sine açarak yaz bahardan geçmeyi
gönül hala düşünmez halktan Hak’ka göçmeyi
|