Son vakite ilk ayak
sır tüten sevdaların dumanında boğuldum
çığırtkan gece kuşu penceremde vurulmuş
bir zaman girdabında telef olup yığıldım
bulanık deli sular bilmem nasıl durulmuş
taşıdığım yaftadır sevgilinin kolyesi
içimdeki bahara neden güller yüz vermez
zamanın saçlarında hayatın velvelesi
asra karşı arsızlar kaşı yıkar göz vermez
sürgünü sürülenler ayakta alkışlıyor
vahşet günü diz kırar masum yüzlü zebani
baykuşların keyfine bülbülü gül taşlıyor
bana yatkın sevdalar yüreğimde yabani
beklediğim vuslata sırt döndüren bir kaç şey
altından saatlere meydan okuyor zaman
her puştun ağzındadır Mevlana’dan kalan ney
soğutulmuş şüpheler ruhuma vermez aman
izzetli güzellerin gönlünde gönülsüzler
göklerin dövünmesi hangi çağın aklında
harama yatkın nefis şehvete tutkun gözler
küllenen dünyaların olmadı ki farkında
|