Akbaba Sofrası
Alnımıza çatılı terki güneşin
Kısır sorular yumağı bellekte
İnce bir sitem düşlerin ardı
Dünlere sarkan sızı serzenişten kalan...
Kanlı güncelere karışır ağıt
Akbaba sofrasında cesedim
Gülüşler yırtılır umudun bağrında
Kanayan bulut artığı zaman
Sevda gömütü her yürek
Her sevi isyana mekân
Asit fenik kokusu yürek şehrimde
Adım, adım adım yankılanıyor
Kesiyor nefesini sokakların
Çırpındıkça batıyor küflü sulara
Suskunluk soluyor yutkundukça
Hesapsız bir günah yükü omzumda
Avuçlarım dağ göğsü...
|