Özlem Sancıları
sessizliğine dokundum
lal oldu parmaklarım
kömür karası bir iz kaldı gözlerimde
avuçlarımda sarardı karanfil
bir seni sayıklarım
yanarım karanfilin sararmış hallerine
anlatamaz parmaklarım
ulaşamaz ellerine
gölgesinde uyuklarım
bir de beni...
yürümez ilenmiş ayaklarım...
sen, kavrulmuş telvesinde tatlandığım
avuçlarımdan kana kana içtiğim iksir
sen, bir ünlemesinde kanatlandığım
içimde hapsettiğim o en büyük sır
indikçe derinlerine telve gözlerinin
her kerresinde bir kez daha umutlandığım
sen ankam, humam, turnam, sen turacım...
bir yandan tutunurum vuslat kanatlarımdan
bir yandan bunlanırım; korkutur acım
kaf dağı masallarını beklerim safkan atlarımdan...
sessizliğine dokundum ey
karanfil kokulu nefesinedir özlemim
camdan süzülüp gelen hüznünedir
kuşkularım karabasan, bulanıktır düşlerim
yoksa bu ölümcül susku kıyamet mi nedir? ..
yürümez ilenmiş ayaklarım...
kömene ateş düşer, vurgun bozar demimi
bir yanımda kar/boran, bir yanımda kor/ateş
iste, sana adayayım bakiye her demimi
kim bilir... insafa gelir, kendini yakar ateş
diner kar/boran...
...ve telve gözlerine şavkır dolunay aklarım
belki de göğsünde ilk kez mütebessim uyuklarım...
|