Tek Mesajı Görüntüle
Old 08-09-2008, 08:47 AM   #94
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57920
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Her martı beni kusar dalgalara
Her martı beni kusar dalgalara

Alın gökyüzü sizin olsun,
Çekip gidiyorum buralardan demiyorum,

Martılar topluyorum ölü bir balığın düşlerinden,
Fırtınayı uzatıyorum savunmasız zamanlarıma,
Halimi anlamaz elbet ne denizkızı, ne kilise papazı,
Çan çalsınlar kendi gecikmiş zemherilerine
Karpuz kafalı çekirdek beyinli zatlar,
İnsanlıktan azade,
Bizlerden uzak olsunlar yeter.

Ah şimdi ay ışığında yürüyüp kendi rüyalarıma,
Umut toplayıp karlı dağ yamaçlarından,
Memleket, memleket gezmek isterdim
Tüm dünyayı,

Ne çıkar bahtıma yine gelse de mevsimler den kış
Gönül çerilerime uzak fesleğen kokularından düşse alkış,
Özgürlük denizine attığım her oltada
Başsız, başsız cesetler topluyorum,
Göğsümün kıllarından asılan haydutlar büyüyor yakamda,
Ne çok şempanze var ortalıkta muz peşine düşmüş,
Çağrışım yok, kulak yok, yürek yok,
Derin bir kuyu, dipsiz bir kuyu, at içine heybeni çıkan yerini taşla,
Akşama ne doğurur caddeler, kaç adam yürür yolda,

Şimdi çekip gidiyorum bu şehirden,
Ay ışığı yakamoz sizin olsun demiyorum
Genç bir buzağı doğum yapıyor iri bir kartalın düşlerinde,
Karınca karanlığa taşıyor bir yaz boyu biriktirdiği umutlarını,
Muhteşem bir yalnızlığın karnına yunus oluyorum,
Pıhtılaşmış umutları taşırken dişlerimin arasında,
Bir salyangoz düşüyor peşime ay ışığından izler bırakıp geriye,

Biliyorum birilerine yem, akvaryumda çıldıran balık
Normal seyrinde gitmez yıldırımların evleri röntgenlemesi,
Durup dururken bir yıldız intihar ediyorsa uçuk mavilerden,
Çekil ey sevgilim, mavzerime gölge olma yeter,
Gün batımı renklerini fırçalamadan duvarlara,

Çekip gidiyorum bu kentten demiyorum,
Duvarlara erken ölü resimleri çiziyor bir mahkûm,
İstiridye kabuğuna sığmayan hayaller büyütüyor kendince,
Her zemheride gül düşlüyor, karlar içinde kardelen,
Her martı beni kusuyor denizlere, geçip giden gemiler hemşire,
Uzanırım dalgaların koynundaki seslere, sessizliğin içindeki seslere,
Kim gömer beni yıldızlara, dünyadan azade edecekler kim,
Koltuk altlarımda taşıdığım el bombası değil mi kibirli dünya,

Bu kentten gitmesine gideceğim ya, bari kılavuzum ölü bir karga olmasa,
Elbet kılavuzumuz Mekke, Medine arası öpülesi yollarda,
Onun ayak izlerinin bulunduğu, dağ, taş deniz, her yer, mağara,
Alır götürür beni sonsuzluk kervanlarına

Şimdi sesimin aksesuarında bülbüller tüylerini döker,
Bir gelincik açar, yüreğimin kayıp giden cennetlerinde
Kalkamam sırtımda tur dağı, uzaklara hükmüm, gidemem,
Ben gidersem ardımdan mezarlar kalkıp gelecek,
Kefene sarılmamış binlerce ölü alnımdan öpecek
Bu şehri bırakıp giderken dönüp te geriye bakmayacağım,
Taş kesilmeyeceğim örneğin,
Kaçıp gitti demeyecekler gün boğarken gırtlağımı kırlangıçlarla,
Ebemkuşağını takıp göğsüme öyle gideceğim,
Bana keder, kimsesizlik kumaşını sırtıma giymek değil,
Ölüp gitmekte bir şey değil, hayatım Kudüs,
Yüzümün duvarında Filistin,
Göğsümde kuşatılan eski bir İstanbul,

Bekliyorum seferden dönecekler, yitik zamanlara bıraktığımız erler,
O gün kabilin suratına balyozlu bir anı bırakacağım,
Kimse dur demeyecek bana,
Gülüşlerimi yeniden toplayıp çocukların parklarından,
Bir sahilde yürüyeceğim boydan boya,
Kim salıverecekmiş ulan beni doğduğum bu topraklardan,
Yağmurları yeniden ıslatmak, güneşi yeniden doğmak,
Üsküdar’da uçurtma uçurtmak, geçmişle hesaplaşmak,
Kız kulesinin karşısına geçip resim çektirmek değil benim özlemim
Onu kuşatan suya kimlik düşmek atadan yar,

Şimdi uykularımın basıldığın yere gidiyorum,
Gömleğimin düğmesinde bağdaş kurup oturan haydutlar,
Düşün günlüğümden, güneşin uzak olduğu, yarasanın bol olduğu yere,
Ben kayın ağaçları arasında yürüyorum kendi çıkmazlarımı,
Tepemde kışlayan beyaz martılara aldırmadan,


Lütfi Kireçci
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla