Servis Arabası…
Servis arabası çocukluk yıllarımın geçtiği mahalleye saptı,
Her anı başka drama kesik, kesik yaşanmışı hatırlattı!
Çocukken gerçi yaşarken her sahneyi,
Daha ağır basan yanı eğlencesiydi!
Seyrettim film şeritlerini Toygar camisinden sağa dönerken
İçime buruksu heyecan kapladı…
Nerede su var kuyudan, kaynaktan
Koşardık fetih marşıyla durmadan…
Sıra, sıra insanlar yüzlerinde bulmuşlukla tebessüm
Dolduruyorlardı sanki Kevser ırmağından!
Ankara susuzdu yetmişli yıllarda,
Kışın havası kirli bahar çamur deryası yollarda…
Eczanede ilaç bakkalda sana yağ bulunmazdı!
Sokakta anarşi, çocuksu ellerde tabanca…
Evden çıkmak istemezdim bu yüzden okuldan gelince.
Ayşeler, otlar ve yiğit insanlar vardı
Ölen ve öldürenler…
Her kişi başbakan her gün yeni hükümet kurardı,
Ne güven nede güvenen vardı…
Yaşanmazdı verilen sözler!
Annem hastaydı,
Her ay penadur iğnesi alınmalıydı,
Kalaba’dan Bahçelievler arası eczaneler
Sora, sora teker, teker…
Nihayet bulurdum yarım gün zarfında!
Kurşunla ölmeyenlerde yokluktan ölüyorlardı
O günlerde…
Bir şubat günü yollar buzla kaplı,
İki sokak arası yaşardık futbol savaşı…
Benim yaşlarda bir sürücü top oynarken çarptı!
Peşimde meraklı kuyruk çalındı evin kapısı,
Görünce halimi annemin beti benzi sarardı.
Sanatoryum hastanesine kırılmış kolum için yola düşüldü,
En sonunda bir kırıkçı dükkânına girildi,
Kolum orada sabun ve yumurtayla sarıldı…
Allah’tan doğru yerden kaynadı!
O günlerde kolumdan da olmak vardı.
Servis Eskişehir yoluna girdi şimdi,
Dışarıda yağmur, sis ve akıyor trafik…
Sağımda solumda hala coşkulu geyik muhabbeti,
O günlerdeki gibi öldürüyoruz anı ne trajik!
Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış ..
|