Teşekkür ederim…
Düşünsene baharın geliyor
Üzerinde arılar, serçeler, kartallar…
Altında karıncalar, yılanlar...
Burnum her nefis şeyi kokluyor,
Gözlerim kapalı, başım heyecandan zonkluyor,
Şahanelik var… Alışılmadık şeyler!
Bu ortamdan hislerim çıkamıyor...
Sarıl bana bahar,
Sarıl ki... Kışı unutayım, unutayım ölümü...
Dünyanda yaşamayı ezberleyim!
Dans edeyim hoş doğanda rakslarla,
Seni bulmuşken doya, doya seyredeyim...
Ruhunda başlayan sancı bedene düşünce
Yaşadığın yer buna dayanır mı?
Yollar artık uzatılır mı?
Havasına düşer cemre aşkımın eylül gününde
Ölümü andıran soğuk, gülen güneşine kavuşur!
Koşar adımlarla sarılır sıcacık, ellerimde çiçekler
Yüreğim aşka susar, tenim yanar, kavrulur...
Nefesin tene değdiği böyle gece vakti
Gök gürültüsünü andırır mutluluk çığlıkları
Yere değer gibi aşkın kıvılcımı
Sonra, sokaktan gelen
Perdeden süzülen
Gözleri okşayan
Sade bir ışık süsler karyolayı...
Bitmesin istenilir anlar, bitmezde!
Gece tanık... Deniz tanık... Martılar tanık...
Güzel nemli havası yürekte azık...
Gece ay ile gel-git’ler yaşatır tanıdık!
Hoş eylül günü belki de...
Ya da kış günü şöminede,
Ateş hala görünmekte!
Hazlar krallığı hüküm sürer iki bedende…
Bire düşmeye hazır gecenin son deminde!
İstemez miyim?
İstemez misin?
Ah... Ah sevgili… Muhteşemsin!
Teşekkür ederim…
Safet Kuramaz
__________________
Buraya Kadarmış ..
|