...Haziran Gülleri, Ziller ve Somon…
hep ayrılık
hep acı
ölümü susmak yaşarken
kabadayı hüzünler hep
ve besili gamları mı yazar şair
bu denli sorumlu muyduk
tüm zamanlarda yeşeren sancılı duygulardan
gidelim!
teneffüse çıkmak istiyorum artık
zil sesi duymak
sıfırlamak kümülatif bilinci tek bir an olsun
ikili bireyselliğini kutsamak aşkın
uzağı yok saydırıyor şafak vakitlerinin hüzünlü güneşi
delişmen bir haziran gecesinde belki
suyun işveli kucağına bırakmak isterdim gövdemi
bilmeyecekler yoksa hiç
ölü mü
diri miyiz
“Schrödinger’in Kedisi” misali!
günün acılı tebessümünde hıçkıran ufuk kayıp
gül bir özleyişe düşüyor yüzüm iç göçlerinde
“çalsın! ” diyorum artık ziller
suyun doğal akıntısında tütsülerken yaşamı
trampetler vursun haziran gülleriyle yine kalbimizde
bir somon gibi koşarım çağrına
bulurum yönümü ve senden gelen imleri
doğuştan sen mahkumu bir doğa sevdalısı gibi
çalsın ziller
gidelim haydi!
(20 Haziran – 1 Temmuz 2005)
Naime Erlaçin
__________________
Buraya Kadarmış ..
|