Ağıt
Devlere parmak ısırtan
Kaf Dağı efsanesi
Kan ve Ateş bürüyen gözlerde
Büyük ihtilal ruhu..!
Öyle bir destan ki bu
Başı göklerde
Hep ayak üstü
Bir sabah olsun
Çalamadan güneşten ilk nuru
Sürükledik savaş zincirini
Bir ömür boyu
Katlin doruğundaki bezirganlara
Kan kusturuyorduk, kan..!
Uykusuzluktan kançanağı gözlerimizde
Yıllarıdr ölümü
Kovalamanın yılgınlığı
Bezginlik sözlerimizde
Sessizliğin gümbürdediği
Köşe başında
Felaket tellallarının davulunca
Bir tarak kusarken
ses verdi bir mekanizma
Nabızların durduğu
andı yavrum
son karanlık ve rüzgarsız gecemizdi
pençede efsaneleşen silahın
Yıldız misali avuçtan kayması
Ardından
Bir dağın devrilişi
Ayrılık..? ! ?
Kamalarımız kan içerken
Kabzasına kadar
Zafer marşlarının çalındığı
Kutlu şafağa beş kala ayrılık
infilak etmeye hazır volkan misali
Gün sayarken ayrılık..? ! ?
Ölümü bir sevgili muhabbetiyle kucaklayıp
uzandı vatan toprağına
mutlu ve müsterih
Mermi ıslıklarının
Yankılandığı sokaklarda
Dualı dudaklarla öpmek şimdi
Herşeyi orda gördüğün gözleri
Bir ibadet vecdiyle kapamak
Yakar yüreği oy..!
Yaslanıp yüz vurduğun göğüste
O imanlı göğüste
O deli dolu
O kavgalı göğüste
En büyük rütbe ve nişane
Şehidim..!
Yaktın oy..!
Ruhum kararmış gibi
Gidişin beni...
oy.. oy...
Ama nolursa olsun
bilirim ki her şey düşer
nefer düşer zafer düşer
gök çatlayıp birden düşer
gayrı kabza tutan son bileğe dek
kalacak ve kalmalı O
büyük ihtilal ruhu...
Mustafa Acıoğlu
__________________
Buraya Kadarmış ..
|