Tek Mesajı Görüntüle
Old 03-03-2006, 12:50 AM   #5
Bostandere
Forum Aşığı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3045
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi : Bostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan

bir değerlendirmeye göre “insanlığın tarih boyunca gördüğü en büyük ve en yıkıcı savaş” olan ii. dünya savaşı; askeri boyutları yanında siyasi boyutlarıyla da, milletlerarası ilişkiler ve dünya güç dengelerindeki gelişmeleri derinden etkileyen bir savaş olmuştur.

nitekim, ii. dünya savaşı, dünyanın büyük bölümünü savaş alanı haline getirerek doğrudan, diger bölümlerini de dolaylı olarak etkileyerek, dünyanın bütününü ilgilendirmiş ve yönlendirmiştir. bu çevrede, sıcak savaşın ağırlıklı olarak geçtigi bölgeler; sırasıyla avrupa, doğu asya ve kuzey afrika olmuştur. bu bölgelerdeki ülkelerin büyük bölümü, bazıları birden fazla, yabancı işgaline uğramış ya da işgal olmasa da doğrudan askeri hedef ve cephe durumuna gelip, topyekün savaşın bütün yıkımlarını ve getirdiği felaketleri yaşamıştır. bundan dolayı, yenilen ülkelerin yanında, amerika birleşik devletleri dışında, yenen ülkeler de savaştan yorgun ve bitkin çıkmışlardır.

çünkü ii. dünya savaşı, savaş tekniği ve teknolojisi çok yüksek, insan (asker), silah ve savaş malzemeleri bakımından kapasiteleri çok geniş ve bol olan taraftar arasında yapılmıştır. bu da, savaşın uzun, şiddetli, yıpratıcı ve yıkıcı olmasına yol açmıştır. bundan dolayı da savaşın geçtiği her yer adeta harabe durumuna gelmiştir. ayrica, ii. dünya savaşı, daha önceki savaşlara göre, savaşın boyutlarını çok büyütmüş ve daha etkili hale getirmiştir.

böylece ii. dünya savaşı, başta avrupa olmak üzere, birinci dünya savaşı’ndan sonra kurulmuş olan dünya güçler dengesinin yıkılmasına, birçok yerde siyasi haritanin bozulmasına, savaşın yarattığı büyük ve önemli sorunlara, yıkıntılara; bunlarla birlikte, savaş sonunda uluslararası güçler dengesinde bir boşluğun doğmasina neden olmuştur.

savaşı hazırlayan nedenler :

i.dünya savaşı'ını izleyen barış görüşmeleri yenik devletler aleyhine ağır koşullar içeren antlaşmalarla noktalandı. bu durum, başta almanya olmak üzere bütün yenik devletleri zorla dayatılan düzenlemeleri değiştirmeye yönelik yeni politika arayışlarına yöneltti. öte yandan savaşı kazanan devletlerin çok geçmeden çıkar çekişmelerine girmesine, bir dizi bölgesel anlaşmazlığın belirlediği yeni saflaşmalar yarattı. sosyalist yönetimiyle dünya sahnesine yeni bir güç olarak çıkan sscb’yi kuşatma çabaları ve küçük devletlerin almanya ve avusturya’ya karşı bir güvenlik sistemi oluşturma kaygıları, doğu avrupa ve balkanlar'da fransa ile ingiltere’nin önayak olduğu bölgesel ittifaklar doğurdu. japonya uzak doğu’da kendi lehine yeni bir güç dengesi oluşturmaya çalışırken, abd yalnızlık politikasını benimseyerek avrupa’nın iç sorunlarından uzak durmayı yeğledi.

milletler cemiyeti gibi kurumların, ortak güvenlik ve silahsızlanma gibi politikalar aracılığıyla savaş sonrası statüleri çerçevesinde barışı koruma çabaları, yeni çatışma etkenleri yüzünden sonuçsuz kaldı. işgal altındaki alman topraklarının boşaltılması ve almanya’nın savaş tazminatı ödemelerinin uluslararası görüşmelerle çözüme bağlanması, locarno paktı’yla (1925) batı avrupa’daki gerginliklerin bir ölçüde yumuşatılması ve bir silahsızlanma konferansının düzenlenmesi gibi adımlara karşın, büyük devletler arasındaki temel çıkar ayrılıkları giderek derinleşti. japonya’nın mançurya’daki işgalini pekiştirerek çin’e saldırmasıyla (1931) parlayan ilk savaş kıvılcımı ve almanya ile japonya’nın milletler cemiyeti’nden çekilmesi (1933) bu sürecin önemli dönüm noktaları oldu. bu arada büyük bunalım’ın (1929) dünya ekonomisinde yarattığı sarsıntıyla koruyucu gümrük duvarlarının yükselmesi, ekonomik rekabeti ve gerginlikleri daha da arttırdı. durgunluğa ve işsizliğe yol açarak toplumsal yapıyı altüst eden bunalımın bir başka sonucu da, avrupa’da gelişen işçi hareketlerine karşı faşist ve totaliter eyilimlerin hızla güçlenmesiydi.

italya’da 1920’lerin başında iktidarı ele geçiren faşist hareketlerin en çarpıcı tırmanışı almanya’da gerçekleşti. savaş sonrasında gelişen milliyetçi duygulardan da yararlanarak 1933’te iktidara yükselen adolf hitler önderliğindeki naziler, içeride katı bir diktatörlük kurduktan sonra yoğun bir silahlanmaya ve etkin bir dış politikaya yöneldiler. hitler’in öncelikle doğu avrupa’daki diplomatik çemberi kırmaya çalışması ve arnavutluk’u fiilen koruma altına alan italya’nın balkanlar’ı tehdit etmesi, doğu avrupa’da loncarno paktı benzeri bir güvenlik sistemi kurmak isteyen fransa’yı harekete geçirdi. ama bölge devletleri arasındaki güvensizlik ve çekişmeler bu girişimleri boşa çıkardı. saarland’ın 1935’te bir plebisitle yeniden almanya’ya katılmasından sonra hitler versailles antlaşması'nın silahsızlanmayla ilgili hükümlerini tanımadığını resmen açıkladı. fransa ve italya’nın bu tutuma karşı oluşturduğu stresa cephesi, bu devletlerin ortak bir dış politika arayışından yoksun olması nedeniyle etkisiz bir girişim olarak kaldı.

bu ortamdan yararlanan italya öteden beri tasarladığı bir planı uygulamaya koyarak etiyopya‘ya saldırdı. milletler cemiyeti’nin italya’ya karşı aldığı kararlar kağıt üzerinde kaldığından, etiyopya’nın işgali (1936) oldu bittiye geldi. aynı dönemde fransa’nın sscb ile yakınlaşarak locarno paktı’nı çiğnediğini öne süren hitler, ren bölgesi’ne askeri birlikler yerleştirdi. bu eyleme karşı sözlü protestolar ciddi bir yaptırımla sonuçlanmadı. bu gelişmelerin önemli bir sonucu da daha önce hitler’in avusturya ile birleşme politikası nedeniyle anlaşmazlık içinde olan almanya ile italya’nın bu sorunu ikinci plana atarak bir yakınlaşmaya yönelmesi oldu.

bu dönemde ingiltere ve fransa’da ağır basan yatıştırmacılık eğilimi, ispanya iç savaşı (1936-1939) sırasında meşru cumhuriyetçi yönetime başkaldıran franco kuvvetlerini etkin bir biçimde destekleyen italya ve almanya’ya, müdahaleden kaçınma gerekçesi altında bir ödün daha vermeye yol açtı. bu tutumun ardında yatan bir başka etken de alman ve italyan saldırganlığını ‘komünizm tehlikesi’ne ve sscb’ye karşı kullanma düşüncesiydi. bu hedefe yönelik bir politika görüntüsü altında hareket serbestliği kazanan almanya ve italya’nın 1936’da oluşturduğu roma-berlin mihveri’ni almanya ile japonya arasında imzalanan anti-komintern paktı izledi.ertesi yıl ital- ya’nın da bu pakta katılmasıyla dünyanın en saldırgan üç devleti arasında tam bir birlik kurulmuş oldu.

japonya’nın 1937’de sömürgeci amaçlarla çin’e saldırması yatıştırmacı politikada direnen devletleri bir çıkmazla karşı karşıya getirdi. ardından almanya’nın avusturya’yı ilhak etmesi (1938) bu gelişmeye yeni bir halka ekledi. hitler’in bir sonraki kurbanı ise südet bölgesi’ndeki alman çoğunluğu kullanarak tehdit ettiği çekoslavakya oldu. çekoslovakya’nın fransa ve ingiltere’ye dayanarak direnme çabası sonuçsuz kaldı. bunalımın doruğa çıktığı eylül 1938’de münih’te hitler ve mussolini ile bir araya gelen ingil- tere başbakanı chamberlain ve fransa başbakanı daladier, südet bölgesi’nin yanı sıra bohemya ve moravya’nın büyük bölümünün alman işgali altına girmesine yol açan bir anlaş- maya boyun eğdiler. ertesi yıl arnavutluk’u ilhak ederek balkanlar’a saldırma hazırlığına girişen italya ve polonya’yı yutmaya niyetlenen almanya, çelik pakt olarak bilinen askeri bir itifak imzaladılar.

savaşın başlangıcı :

hitler gözdağı politikası için polonya’yı kendi çıkarına bir uzlaşmaya açıkça zorluyordu. polonya ise her öneriyi geri çevirerek ingiltere, fransa ve sscb ile ittifak bağlarını güçlendirme yolundaydı. uzlaşma politikası'ndan uzaklaşan fransa ve ingiltere polonya’ya karşı bir harekette sessiz kalmayacaklarına güvence verdiler. sscb ingiltere ve fransa ile birleşmede ümidi kesmiş, bu ülkeleri almanya ile baş başa bırakmıştı. almanya ile sscb arasında gizlice yürütülen görüşmeler sonunda 23-24 ağustos 1939’da alman - sovyet saldırmazlık paktı imzalandı. pakta göre polonya, finlandiya ve öteki baltık ülkelerinin iki nüfuz alanına ayrılması kararlaştırıldı.

avrupa’yı şaşırtan bu gelişmenin ardından karşı taraftan müdahale beklemeyen hitler, polonya’ya savaş açma hazırlıklarına başladı. bu arada italya etiyopya ve ispanya’daki savaşlar yüzünden yıpranmıştı. bu yüzden ingiltere ve fransa ile yakın bir dönem boy ölçüşmek istemedi. hitler’i caydırma çabaları da sonuçsuz kaldı. ingiltere ve polonya’nın resmen karşılıklı yardım antlaşması üzerine, polonya harekatı bir süre ertelenip 1 eylül’de başladı. bunun üzerine iki gün sonra ingiltere ve fransa almanya’ya savaş açtı.

savaşın yayılması :

savaş kısa zamanda gelişti. almanlar on yedi günde polonya’yı işgal ederek ruslarla paylaştılar. 1940 yılı baharında almanlar ansızın norveç, danimarka ve hollanda’ya saldırdılar. oysaki bu devletlerin savaşla hiçbir ilişkileri yoktu. bundan bir süre sonra da büyük kuvvetlerle belçika ve fransa’nın üzerine saldırdılar. bu iki devlet alman ordularının üstün kuvvetleri karşisinda teslim oldular. tam bu sırada durumdan yararlanan mussolini’de almanlarla bir olarak fransa ve ingiltere’ye savaş açtı. ingiltere çok zor bir duruma düştü. fakat buna rağmen savaşa devam etmek zorunda kaldi.

1940’ta italya yunanistan’ı işgale kalktı, fakat başaramadı. yenilmeye başladı. bunun üzerine almanlar, yugoslavya’yı, bulgaristan'ı ve yunanistan’ı işgal ettiler. bu suretle savaş bizim de sınırlarımıza gelip dayandı. ege ve akdeniz, savaş alanı oldu. almanlar yunanistan’ı ele geçrdikten sonra girit’i aldılar. fakar bu sırada almanlarla ruslar'ın araları açıldı. hitler, 22 haziran 1941’de rusya’ya saldırdı. bu suretle savaş alanı daha çok genişledi. almanlar rusya’da ilerledikleri bir sırada japonlar ansızın havai adalarına saldırarak a.b.d’ye savaş açtılar. amerika’nın pearl harbor deniz üssüne japonlar’ın saldırması başından beri bu savaşa girip girmiyeceği belli olmayan a.b.d 'de bu suretle ikinci dünya savaşı'na katılmış oldu. amerika’nın savaşa katılması, savaşı daha kanlı ve korkunç bir hale soktu. milyonlarca insan öldü ve yine milyonlarca insan yaralı, evsiz barksız kaldı. dünya büyük felaketler içine düştü.

ikinci dünya savaşı'nda türkiye’nin tutumu :

ikinci dünya savaşı başlamadan önce 10 kasım 1938’de atatürk vefat etmiş, ismet inönü türkiye’nin ikinci cumhurbaşkanı olmuştu. (11 kasım 1938) o zamanki hükümet herhangi bir savaş ihtimaline karşı ingiltere ve fransa ile bir dostluk anlaşması imzalamış ve çıkacak bir savaşa karşı hazırlıklı olmaya karar vermişti.

türkiye’nin bu uyanık hareketi yerinde oldu. çünkü bir süre sonra ikinci dünya savaşı başlamıştı. o zamanlar italyanlar'ın yurdumuzda gözleri vardı. bunun için savaşa karşı hazırlıklı bulunmak zorundaydık. nitekim, az bir zaman sonra italyanlar yunanistan’a saldırdılar. bunlara yardıma gelen almanlar da bulgaristan’a girerek sınırlarımıza dayandılar. bu suretle türkiye toprakları büyük bir tehlike içinde kaldı.

ikinci dünya savaşı başladıktan sonra, türkiye, akdeniz güvenliğinin korunması için ingiltere ve fransa ile 10 ekim 1939’da bir dostluk ve yardım paktı imzalandı. komünist ve faşist devletler bundan memnun olmadılar. ve türkiye’yi liberal devletler safında yer almakla suçladılar.

bulgaristan’a kadar gelen almanya’nın türk topraklarına saygı göstereceği hususundaki teminatı üzerine, türkiye’nin ingiltere ve fransa ittifakına zarar getirmemek koşuluyla almanya ile bir saldırmazlık antlaşması imza edildi. böylece türkiye tarafsız bir politika izleyerek, ikinci dünya savaşı'nın felaketlerinden uzak kaldı.

ikinci dünya savaşı'nda balkan devletleri'nin genel durumu :

ingiltere’ye boyun eğmeyen hitler, avrupa’yı bir dizi yerel savaşla denetim altına aldıktan sonra sscb ile hesaplaşmayı ön gören planda değişiklik yaparak sscb’yi saf dışı bırakma aşamasını öne almaya karar verdi. ardından bu saldırı hazırlığının bir parçası olarak doğu avrupa’da alman nüfusunu yaymaya yönelik diplomatik manevralara girişti. sscb’nin haziran 1940’ta romanya’dan besarabya’yı istemesi bu girişime elverişli bir zemin hazırladı. hitler almanya’dan askeri koruma isteyen romanya’yı bulgaristan ile macaristan’a toprak ödünü vermeye zorlayarak bölgedeki konumunu güçlendirdi. bu arada romanya’nın zengin petrol yatakları da alman sanayisinin hizmetine girdi.

balkanlar üzerindeki yayılmacı emelleri sürekli hitler’in engellemeleriyle karşılaşan mussolini, almanya’nın romanya’ya kendi başına asker göndermesini fırsat bilerek, ekim 1940’ta hitler’e hiç haber vermeden yunanistan’a saldırdı. bu harekat tam bir başırısızlağa uğradığı gibi ingiltere’nin girit ve yunanistan’a asker çıkarmasına ve yugoslavya ile bulgaristan’ın sıkı bir tarafsızlık politikasına yönelmesine yol açtı. bunun üzerine daha ileri bir adım atan hitler, macaristan, romanya ve slovakya’yı üçlü pakt’a katılmaya ikna etti ve yunanistan üzerinden gelebilecek bir ingiliz saldırısına karşı bazı alman birimlerini romanya’nın güneyine kaydırdı. bulgaristan ve yugoslavya’nın mihver devletleri’nin safına geçme konusundaki baskılara karşı direnişi ise ancak mart 1941’de kırılabildi.

bu arada alman 12.ordusu’nun tuna’yı geçerek bulgaristan’a girmesi üzerine mısır’dan gönderilen bir ingiliz sefer kuvveti yunanistan’a çıkarak olympos-vermion hattını tutu. italya’nın alman ilerleyişine destek olmak içinyunanistan’a karşı giriştiği saldırı sonuçsuz kaldı. mart sonlarında yugoslavya’da askeri bir darbeyle mihver karşıtı bir yönetim başa geçti.

bu gelişmeler üzerine tek bir darbeyle güneye inmek isteyen hitler; italyan, macar ve bulgar birlikleriyle desteklenen alman kuvvetlerini nisan başlarında hem yugoslavya, hem de yunanistan üzerine sürdü. birkaç koldan saldırıya uğrayarak dağılan yugoslavya ordusu 17 nisan’da teslim oldu. alman birliklerinin selanik’i alarak iç kesimlere sokulmasayla ikiye bölünen yunan ordusu da yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldı. mayıs ortalarına doğru yunanistan anakarası ve ege’deki girit dışında kalan bütün yunan adaları alman işgali altına girdi. girit’i almaya yönelik hava ve deniz harekatı ise mayıs sonlarında tamamlandı.

harekat sonunda parçalanan yugoslavya’nın, kukla bağımsız devletlere dönüşen büyük hırvatistan, sırbistan ve karadağ dışındaki toprakları mihver devletleri arasında paylaşıldı. sözde bağımsızlığını koruyan yunanistan; italya ve alman işgal bölgelerine ayrıldı. her iki ülkede başlayan zayıf gerilla eylemleri, 1941 sonlarında daha çok komünistlerin öncülük ettiği bir direniş harekatına dönüştü.

savaşın sona ermesi :

1942 yılı sonlarında batı müttefikleri üstün bir duruma geçtiler. amerikalılar büyük okyanus'ta başarılar sağladı. japon donanmasını yendiler ve filipin adalarına doğru ilerlediler. öte yandan kuzey afrika’ya çıktılar. bu sırada almanlar, norveç’ten ispanya’ya kadar olan bütün batı avrupa kıyılarını bir kale haline getirerek rusya’da ve afrika’da kanlı savaşları sürdürdüler.

1943 yılı sonrasında batı müttefik devletler kuzey amerika’da saldırıya geçerek alman ve italyan kuvvetlerini tunus’a kadar sürdürdüler. tunus’u aldıktan sonra sicilya adasına ve italya’ya çıktılar. bu suretle avrupa’da almanlara karşı birinci cepheyi açtılar.

batı devletlerinin italya’ya çıkmaları üzerine savaştan yorulan italyanlar teslim oldular. mussolini tutsak edildi. bir süre sonra halk tarafından öldürüldü.

1943 yılı içinde amerikalılar büyük okyanusta japonlar tarafından işgal edilmiş olan adaları birer birer aldılar.

haziran 1944’de batı müttefikleri fransa’nın batı kıyılarına çıkarak almanlara karşı ikinci cepheyi açtılar. alman savunmasını yaparak fransa’yı kurtardılar. bu sırada amerika’dan büyük ölçüde yardım gören ruslar da doğrudan saldırıya geçerek almanları rusya ve polonya topraklarından çıkardılar.

1945 yılı baharında amerikan, ingiliz ve fransız kuvvetleri batıdan, ruslar da doğudan almanya’ya büyük saldırılarda bulundular. rus kuvvetleri berlin’e yaklaştığı sırada hitler intihar etti. (1 mayıs 1045). yine kurulan alman hükümeti 7 mayıs 1945 tarihinde kayıtsız ve koşulsuz teslim oldu.

avrupa’da savaş bittikten sonra amerikalilar bütün güçleriyle japonya üzerinde yüklendiler. fakat japonlar teslim olmayi reddettiler. bunun üzerine amerikalılar ikinci dünya savaşi sonlarinda bulmuş oldukları atom bombasını japonya üzerine atmaya karar verdiler. ilk atom bombası hiroşima üzerine (6 agustos 1945), bundan üç gün sonrada nagozaki üzerine ikinci atom bombasını attılar. bu bombalar yüz binlerce insanın birden ölümüne yol açtı. bu korkunç silahın büyük zararlarını gören japonlar daha fazla dayanamadılar ve 14 ağustos 1945 günü teslim oldular.

bu suretle altı yıldan beri devam eden, milyonlarca insanın ölümüne yol açan, milyonlarca servetin yok olmasına neden olan ve dünya uygarlığına büyük ölçüde zarar veren ikinci dünya savaşı, askerlik bakımından sona ermiş oldu. japonya yalnız amerikalılar, almanya ise ruslar, amerikalılar, ingilizler ve fransızlar tarafından işgal edildi. doğuda ruslar mançurya’ya girdiler. endonezya, hint ve çin toprakları japon işgalinden kurtarıldı.

savaşın maliyeti :

ikinci dünya savaşı’nda ölenlerin sayısının 35-60 milyon arasında olduğu sanılmaktadır. savaşta en büyük yıkımı gösteren sscb’nin uğradığı kayıp 11 milyon asker ve 7 milyon sivil olmak üzere toplam 18 milyona ulaşmıştır. savaşın en büyük kurbanları arasında yer alan polonya’da, naziler'in soykırımına hedef olan 3,2 milyon yahudi’yi de kapsayan 5,8 milyon kişi yaşamını yitirmiştir. öteki ülkelerin sırayla asker ve sivil olmak üzere verdiği ölü sayısı ise şöyleydi : almanya 3,5 milyon ve 780 bin, çin 1.310.224 (yalnızca kuomitang kuvvetleri) ve 22 milyon (doğruluğu kuşkulu), japonya 1,3 milyon ve 672 bin, yugoslavya 305 bin ve 1,2 milyon, ingiltere 264,443 ve 92,673 ve 6 bin.

not: bu yazı, bilgisayarımın uzun süre kapalı kalmış klasörlerinde bulduğum bir yazıdır. muhtemelen lise 1 veya 2'deki bir dönem ödevime aittir ve ancak altında kaynakları bulunmamaktadır. muhtemelen ben bu ödevi, 7-8 kaynaklı bir kolaj çalışması sonucunda ortaya koymuş, bağlantıları ve gerekli yerleri kendim halletmişimdir. bu yüzden bu yazının herhangi bir kısmını herhangi bir yerde aynen görürseniz, kafama tokmak vurmayınız.
__________________




Bostandere çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla