Kaç Çocuk Kaç
O korku...
Geçiverdi apansız
Camın önünden
Gece...
Sızdı casus gibi içine
Tepkinin tepişleri
Salladı...
Vuruşları ardı ardına
Sığındı...
Uzatmalı kahkahaların gölgesine
Gizlendi...
Suskunluğun derinliklerine
Ürktü, kendinden
Ürktü, gördüklerinden
Kaç çocuk kaç... Kaç!
Nereye... Nasıl!
Puslu titrek sokağın ışıkları
Ayakları ürkek elleri telaşlı
Çalıştıkça sokmaya anahtarı
Sarıyor beynini kalp atışları
Duvarlarda dev yaratıklar
Küçücük yüreğinde depremler
Fırlıyor ağzından... Fırlıyor
Avaz avaz sesler
Kaç çocuk kaç... Kaç!
Nereye... Nasıl!
Kızarıyor öfkenin şiddeti
Alıyor avucuna ayak bileklerini
İnip kalktıkça tepsi gibi elleri
Kayıyor parlak gözbebekleri
Titriyor zevkten burun delikleri
Kaç çocuk kaç! Durma Kaç!
Nereye... Nasıl!
Hızlanıyor gittikçe vuruşun sesi
Ayakları, küçücük ayakları
Yanıyor... Yanıyor ince ince
Bakışları dehşet içinde
Savruluyor...
Düşlerin hiç olmadığı yere
Dökülüyor...
Arka arkaya sessizce
Kaç çocuk kaç... Kaç!
Nereye... Nasıl!
Gıcırdıyor kapının menteşeleri
Titriyor bahçenin çiçekleri
Odada dolaşıyor...
Odada dolaşıyor...
Kara bir soluk şimdi
Topraktan çıkarıp köklerini
Kurutuyor yemyeşil fidanı
Kaç çocuk kaç... Kaç!
Durma... Durma Kaç!
Nereye... Nasıl!
Tutuyor soluğunu
Çığlıklar yumrulu
Yapışıyor boğazına
Kapatıyor...
Bütün pencerelerini
Yumrukları...
Bedeni...
Beyni... Taş gibi
Kaç çocuk kaç... Kaç!
Nereye... Nasıl!
Patlıyor ak kayalarda
Kükreyen homurtularla dalgalar
Kayıyor gece... Kayıyor
Dibine kadar... Dibine kadar
Kömür karası karanlığın
__________________
Buraya Kadarmış ..
|