Yaktı Avuçlarını
Düştü...
Kocaman ağına bezginliğin
Yokladı ince ince
Uzadı dal dal
Titredi-inledi gece
Ağzından çıkan her söz
Kırıldı binlerce defa
Ürperdi, örtünmek istedi hava
Çarpılmış gibi kör pencereler
Sırıttı sessiz sessiz
Kızdı... Köpürdü... Tepindi
Hatırlamaz mısın artık adımı
Kimin umurunda hey
Elinde çalı süpürgesi
Süpürdü...
Bir bir aşılmaz duvarları
Yitirmedi sevincini kız çocuğu
Sıcacık, yumuşak, kırılgan akışlar
Döndürüp etrafında bıraktı pat diye
Uzatıp elma şekerini
Zıpladı bembeyaz ürkek tavşan
İlk kez dokunuyormuş gibi
Yaktı avuçlarını coşan kıvılcımlar
Dalgalandı Akdeniz
Gökyüzünün rengiyle
Kıvrımında dudaklarının
Patladı...
Yaramaz şeytani gülüşler
__________________
Buraya Kadarmış ..
|