Veda zamanı
Çoğu zaman almaya üşeniriz yollardaki mutluluk kırıntılarını. Kendimizden düştüğünü görsek de yere düştü diye bizim değilmiş gibi gelir bazen.
Sonra yavaş yavaş ilerlerken bize attığı dur beni bekle çığlıkları duymazlıktan geliriz. İşte trenin ilk vagonunu geçtik. Sırada diğerleri. Bize bakanlar ararız aralarından; ama hepsi başkasına el sallıyordur aslında. Onları da hiçe sayarak yolumuza devam ederiz.
Parçalarını elimizde tutamadığımız mutluluklar bizi artık terk etmişlerdir. Geriye adım atınca onları tekrar görememek acı verir insana. Ama yoktur artık onlar ve biz sadece bizimleyizdir.
Belki en ufak andaydı tüm ömrümüzce aradığımız. Belki de sade bir gülümsemeydi onların bizden beklediği. Fakat şimdi hiçbiri kalmadı. Acınacak o kadar şey kaldı ki içlerinden acaba hangisine diye seçmeye fırsatımız kalmadı. Sonra bizi alıp götürmeye geldi birileri. Ona kimsin diye sorduğumuzda bize onu şunlara sor diyerek yeri gösterdi bize. Korkmaya başladın yerde ne var diye. Ve ufak ufak insanlar sana gülümsüyordu oralardan. Sen yine aldırış etmedin ama aklında bir şey kalmıştı. Acaba bunlar bu kadar şeyi biliyor da niye ufacık ve yerlerde? İşte beklenmedik cevap seni alıp bir başka yere sürükledi. Evet onları sen ezmiştin ve arkalarından bir el sallamadan onlara veda etmiştin. Artık ne yapsan nafile. Çünkü sen treni kaçırdın. Mutluluk parçalarını elinle itmeye kalkıştın. Evet şimdi veda zamanı. Aslında vedalar hep birilerine yapılırdı ama sen o birilerini bulamadın.
Emrah Seyfeli
__________________
Buraya Kadarmış ..
|