vakittir gülüm;
sana usulca veda etmenin
bil ki;
muallak bir hayatın/
Araf’ına sığınmış bedenimi
son kez senin için sürüyorum.
gitmeli; lakin habersiz
seni uykundan uyandırmadan
alın ortana bir buse kondurup
koynuna;
tüm sevilerimi bırakıp
ölümün üstüne, üstüne
tek tabanca yürümeliyim…
buğulu gözlerine;
bakamama cüretimi bağışla
dayanamam bilirsin;
yanaklarında kaderine terkedilmiş;
gayri meşru doğmuş/
su perilerini görmeye…
vakittir gülüm;
ayrılığın beyin zonklatan acısını/
dindirmenin
saatler tersine işlemeden…
vakittir gülüm;
günlerdir ajitasyon çekiyorum
sensizliğin kızılcık şerbetini/
meyhane köşelerinde tüketerek.
unutulmuşluğumun kanayan yanını/
zil halde yaşıyorum...
gecenin sessizliğinde
gündüzün şehvetinde
yüreğim ve ciğerlerim sana ağlıyor/
her daim kan kusuyorum…
naçar bir maraz var üzerimde;
Eylüllerden kalma.
ölümcül diyiyorlar;
sebebi sensin!
senden bulaşmış bana
seni öperken, içime yürümüş/
yüreğimin her yanını bürümüş!
vakittir gülüm;
sana usulca veda etmenin
seni;
en insancıl yanından
kahve gözlerinden öpüyorum...
hoşça kal yüreğim;
bil ki yüreğinden taşınıyorum
en acı işkencelere katlanarak.
kederimden habersiz;
yanağımdan süzülen su perilerini
acımasızca katlederek
gidiyorum…
vakittir gülüm;
sana usulca veda etmenin
bil ki sana;
sağ ve sol ayrımlara sapmadan
uyduruk aşk dinletileriyle/
aklını yormadan.
veda ediyorum… hoşça kal.
11 Mart 1998
__________________
Buraya Kadarmış ..
|