nar çiçeği kokulu anam;
“Bir İstanbul Hatırası” diye
gakgoş babamın;
gururlu bir işçi yüreğiyle
çektirdiği;
siyah – beyaz resimler
mazide kalmış…
bildik İstanbul değil anam
solmuş Marmara’nın mavisi
Kız kulesi ve martılar yasta!
karla karışık yağmur yüklü
masmavi deniz gözleri…
kurşun gibi
ıslak bir veda busesi
süzülür Haydarpaşa'dan
vurur beni…
en sensiz kaldığım demlerde
bir ah şahlanır içimde
İstanbul ölür
İstanbul ölür anam
çocukluk saf düşlerimde
kalmak içler acısı
gitmek yürek sancısı
oy havar
gidiyorum İstanbul
hoşça kal;
gayrı yüreğinden taşınıyorum
sorma nereye diye
reddedilmenin acısını çekmeye
henüz adını bilmediğim
başak sarısı
huzurlu bir geleceğe
babam gibi;
gururlu bir işçi yüreğiyle
gidiyorum …
İstanbul mavi düşlerimin
yeşil gözlü meleği
gidiyorum hoşça kal
bağrımda sancın var
yaraladın beni güzel yar
hadi bu veda busesini hatıra say
gidiyorum hoşça kal
işçi babam;
İstanbul ölüyor çocukluk saf düşlerimde
bedel biçilmiş üstümdeki emanet cekete
şimdi
serseri bir kurşunun hazin sesi
karanlığın en tenha yerinde
kanlar içinde;
evsizlerin kemirgen gülüşleri
İstanbul ölüyor
İstanbul ölüyor anam
çocukluk saf düşlerimde…
28.12.2005
__________________
Buraya Kadarmış ..
|