Sirkeci garı
sıcak bir Temmuz akşamı
vedalar hep ağlamaklı...
siren sesleri
duygu sarhoşu
kanatırcasına dokunaklı
yorgun ayaklarım
koşar adım
hoşça kal ıslak yüreğim
bir veda yağmuru yağıyor
saatler ayrılığı vurmakta
yelkovan akrebi kovalıyor
-gidiyorum
bir tren çığlığına kapılıp
gidiyorum sevdiğim
İstanbul denilen bu şehri
bağrından bıçaklayarak
masmavi akan kanını
sarhoş kaldırımlara yayarak
Eylül ikindisi yağmuruyla
seni sende bırakarak
içimde
kan kusan duygularla
yarı uykulu, yorgun
yalpalayarak
-gidiyorum
gidiyorum sevdiğim
uçurtması yırtılmış
bir çocuk yüreğiyle
içten içe ağlayarak
sonbahar yağmuru hüznüyle
sicim, sicim damlayarak
Fırat suyu gibi
derinden çağlayarak
-gidiyorum
isteksizim
lâkin ayaklarım
şu kırılası
kahrolası ayaklarım
yalnızlığa doğru /
koşar adım ayaklarım
laftan anlamıyorlar sevdiğim
acımasız, kitapsız bunlar
niyetleri kötü
beni sensizliğe
ölüme götürüyorlar
-ölüme götürüyorlar sevdiğim
unutma beni...
__________________
Buraya Kadarmış ..
|