Öldür İstanbul...Öldür
Bilmiyorum İstanbul seni,
Hiç bilmiyorum...
Boğulmuyorum ki denizinde,
Kalabalık insanlar arasında kaybolmuyorum ki caddelerinde,
Uyumuyorum ki dizlerinde.
Yazık,gördüğüm rüyaların hiç birisinde yoksun.
Söye bana ahir-kelamını,
Sen kimleri kimleri yuttun da,tek bana mı toksun?
İstanbul!
İstemez mi deniz gözlerin beni görmeyi?
Bir lokma ekmek çok mu kursağıma,
Ki;
Taşın toprağın altın diyorlardı senin için hani.
Hani sen herkesi,
Basardın bağrına bir ömür hasret kalınmış evlat gibi.
Ana gibi...
Hani sen ağlatmazdın beni denizlerin varken?
Hani yeterdi?
Hani dağların taşların yıkılmazdı üstüme,
Şimdi ne oldu da sırtım kalkmaz oldu yerlerden,
Ne zaman vazgeçtin sen verdiğin sözden?
Söyle bana vefa nedir bilmeyen;
Kolay mı unutmak?
Evladını toprağa evlatlık bırakmak?
Bir avuç toprağa sığdırmak.
Kolay değilmi,çok kolay...
Öyle ki,
Sen kimleri bıraktın ardından.
Kalmadın ki sahibine,bana kalsan.
Ah seni avuçlarıma bir alsam.
Her yeri,senden gayri her yeri yaksam,
Sonra da çıkp yedi tependen birine dünyanın katline baksam.
Ve senin yüzünden,
İntaharı aklıma mıh gibi çaksam.
Sevinme öyle deliler gibi,
Sevinme sende öleceğim diye.
Rüyalarımda sana hasret kalacağımı bile bile,
Düşmeyeceğim mavi gözlerine işte.
Örtmeyeceğim yeşilini üstüme.
Bir damla yağmurunda yıkanmayacağım teneşirde.
Ben sana küstüm İstanbul,
Sen bilsen de,bilmesen de...
Küstüm işte...
Niye mi?
Niye?
Kirlendin diye.
Her gün toprağına kan düşürtüyorsun diye.
Şehitlerimizin kanıyla yeşerttiği seni,kendini parça parça budatıyorsun diye.
Teninin yaşamsı kokusuna hasretlere ölüm kokuyorsun diye.
Seni canı gibi sevene bir lokma ekmek vermiyorsun,
Soğuktan donduruyorsun diye.
Zalime binbir lokma verdiğini de sakın inkar etme.
Bir de yalancı olma bari gözümde.
İstenbul!
Ne olur birazcık vicdanlı ol.
Birazcık vicdanlı ol da,öldür.
Göklere çıkarttığını teninin yedi kat dibinde süründür.
Denizlerini şahlandır bulutlara da öldür.
Günahsa cana kıydığın,günahın ahirette benim yükümdür.
İstanbul! ..
Bu sana ilk ve son sözümdür;
Birazcık vicdanlı ol da öldür.
Biliyorum canını acıttılar bunun adı zulümdür.
Öyleyse durma öldür.
Ocakları her daim haramla yananlarının ocaklarını söndür.
Ceketi olmayanı değil,ateşi mazlumun bedeniyle yananı zemherine düşür.
Sen en iyisi ölmeden önce öldür.
Hem;
Yaşamak için değil ki bu katliam.
Bu,
Ölmemek için katli-ferman.
Ali Yeşil
|