Yitik Şehir de Sürgün 
 
Yitik şehrin gri ensesinde sürgün bir adam   
Kaldırımların dilinde yutularak solgun kalan  
Adımların kanlı yankısında  saatlerce uzanan  
Zihin sayfalarının satırları yitik olarak yazılan   
 
Anlık anların taşlaşmış sislerinde  
Anların buzlu rüyaları kaşlarda  sızıntı  
Şehir o yıllar: şen dokulu, manolya kokulu idi  
Şehir ona kem  kırbaçlardan uzaktı  
Çocukluğundan çıkılan merdivenler ılıktı  
Yitik  şehrin sürgün veren kendisine ulaştı  
 
Yitik şehirde gözleri ağrılı   
Yıkık bir geçmişin hülyasına sargılı  
Çocukluğunun gamsız damlasına  sürgülü  
Zamanların bataklığına benliğini saklayarak  
 
Hicranların alev  külleri üzerine serilir  
Yağmurların tokadı iradesine sarılır   
Kaldırımların nefesini içerek saplanır  
Yitik şehrin bağrında  süzülür 
 
Özkan Karaca 
		
	
		
		
		
		
		
	
	 |