Bunca yoksulluğa rağmen
öyle diyoruz ama
aç kalıyoruz ve ağlıyoruz be gülüm.
biz yumruk yapsak ellerimizi göğsümüze,
bebelerimiz ağlıyor, onu görüyoruz
ve duyuyoruz be gülüm.
ve bizde kahroluyoruz.
oyuncaklarımızın ya kolu kopuk oluyor
ya başları ayrı gövdesinden
yerine yenisini koyamıyoruz.
tüm sevdalarımızı ayrı köşelerde tutup,
yumruklarımızı boğazımıza düğüm yapıyoruz.
ne aydınlatıyor lambalarımız,
o saatlerde,
gözümüzün gözümüzü göreceği kadar,
ne akıyor sularımız ateşimizi söndürecek kadar.
yüreğimiz daralıyor,
yoksulluğumuz acı veriyor sadece be gülüm,
çekilmez acılar veriyor.
sıralanmış inci taneleri gibi gözyaşları.
damlıyor ve göl oluyor çamurumuz üstünde,
ama leke tutmayan bir yanımız,
her zaman bulunuyor,
gene ayakta ve gene sapasağlam be gülüm
hamurumuz üstünde.
Cevat Çeştepe
|