Dağlaramı saklanmalı deli kuş
dinlenmekten vazgeçilmiş
çoban kavalı gibi
yeşilinden ve bereketinden umutsuz.
omuzlara daha sıkı yerleştirip
efkarın çuvalını
iğnelere batırırcasına yaşamak
tüm sevdaları.
dağın yamaçlarına
bulutlardan taşan gölge,
günün hep aynı saatlerinde düşer nedense.
çobanların yanık kokar
geride bıraktığı kaval.
ağır sancılar kalır yaşanmış,
önde hiç yaşanmamış boş bir hayal.
belki saklanacak son derinlikti bu,
öyle demiştin.
dağların dağ gibi göründüğüne
sen aldanma,
yüksekliktir insanı
alçaklıklardan saklayan unutma.
topla şimdi ne kalmışsa
elde avuçta sevdadan yana
çık zamanını beklemeden dağlara,
bir çobanın yanına.
ama öyle olmuyor deli kuş,
önce çoban gidiyor,
yarıda bırakılmış ne varsa
karşına çıkıveriyor
belki ince bir ağıtta,
beki de saklı kalan umutlarda.
Cevat Çeştepe
|