Gemiciye mektup geldi
“sen değil misin her bahar dalına bin umut bağlıyan
söyle o zaman,
her bahar dalı bir liman değil mi.”
böyle nokta koymuşsun
bir girdap gibi boğazıma düğümlenen mektuba.
ben hecelerimi şaşırıyorum
inan, bakarken zarfın içinden çıkan saçlarına.
oysa verdiğimiz sözlerde
küpeştenin paslı demirleri yalnızlık anlatacaktı.
aynı sahile sadece
bir çift göz bakıp dalga boyu birbirimizi arayacaktı.
dengeler bozulmayacaktı
serseri fırtınaların kontrolsüz çocukları uğruna.
bir kez daha baktım mektuba
yazı senin yazın, biliyorum sen böyle katlarsın
yıldız şeklinde
eskisi gibi aynen, yazdıklarımı saklarken göğsüne.
pulda sanki dudak izin.
bin bahar dalı da olsa hiçbir limanı yok hiçbir denizin.
bunu bilememişsin.
evet bugün gelen mektubun ve kesilmiş saçların
gözden ırak kalınca
bin bahaneye sarılıp biteceğini söylüyor aşkların.
İstanbul a inat.
Cevat Çeştepe
|